Geçen akşam Zoya’nın kahramanlığını anlatan blogumu yeniden anımsamış sizinle paylaşmıştım. Bugün düşünüyordum acaba Zoya şiir okusa kimi okurdu, müzik dinlese kimi dinlerdi, not alsa ne yazardı okuduğu roman hakkında?… Arama motoruna Zoya Kosmodemyanskaya ve Mayokovski yazdım. Bir seri yazı çıktı. Ancak birisi tam da sorduğum sorulara yanıt veriyordu ve fazlasını… sizinle paylaşıyorum. Çok uzun bir yazıdır. Okudukçe o kış gecesinde sanki donan benmişim gibi oldum ve sanki içimi ısıtan Zoya’nın alev alev yanan umut dolu ruhu ve yaşama sevinciydi!
Dinleyin !
Bu yıldızları böyle
her gece
niçin yakarlar ?
(V. Mayakovski)
Paylaşmadan edemedim, iyi okumalar:
“Zoya Kosmodemyanskaya
Rusların savaşma azmini kırmak için, Wehrmacht, işgal edilen bölgelerde
bir terör saltanatı kurdu. Fakat terör halkın gözünü korkutacak yerde, düşmanın cephe gerisinde giderek artan bir direnişe yol açarak halkın kararlılığını ateşledi. Partizan savaşı direnişin belirleyici biçimi haline geldi. Savaş sırasında faaliyette olan ve toplam gücü bir milyonu geçen, 6000’den fazla partizan birliği vardı. Bu bir milyondan fazla partizan içinde, genç bir kadın, onun Nazilerce çizilen kaderini öğrenen yoldaşlarının gözünde bir efsane halini aldı.
Bu genç kadın Zoya Kosmodemyanskaya idi. Soyadı, pek çok Rus soyadında olduğu gibi, Hristiyan azizlerinin isminden türetilmişti: Kosma ve Demyan.
Okumaya devam et “Biz efsaneleri gerçek yapmak için doğduk!”