
Nida Ekberi’den dört şiir
1-
ikicanlı çingene
tuzlu suda
rüzgâr,
oğlan olacak
diyor
yapraklara dövme yapıyor
dalları yakıyor.
şayet oğlan kurban edilirse
dur duraksız meltem
kulaklarına tek gecelik iki hilal takacak…
eğer oğlan kurban edilirse
şaşkın rüzgâr
yağmur kandilleri yağdıracak yeşil kertine
eğer oğlan kurban edilirse
son fırtına
dolunayı evinin kapısından çalacak
oğlan kurban edilirse eğer
2-
gecenin kıyısında ağladım
ve yıldızılar gözyaşlarımla söndü
evi kara perdeler ezalı eder
ve iğdiş rüzgâr susuz iklimlerden su alır
ağaçlar
sanki terk edilmiş dar ağaçlarıdır
su unutulmuş bir rüya
ve kadınlar karanlığın tılsımında
3-
yağmur yağıyor
adamın parmakları uyuşmuş
ve kuş her zamankinden daha şen şakıyor
belirgin mavi sözcükler kadının geçiyor kalbinden
sabahın aynasında yinelenme
ve yarının duvarlarında yorgunluk
kimsenin söyleyecek bir şeyi yoktur
cadde başka bir günbatımından ıslaktır
ve benim gözlerim bulutların öte yanını ağlar
eski saatleri taraçaya diziyorum
artık toz olmayacak bir daha
4-
senin bakışlarında düşler uykudan sıçrıyor
avlu boy atıyor
ve yıldızlar serpiliyor
ikindi pencerelerinde bir adam sevdalı söylüyor
güneşin battığı duvarın yanında ağlıyorum
saçlarımı rüzgâra asıyorum
bin kelebek
bin şarkı adıyorum yalnızlığın türbesine
ve senin gözlerin çerçevesinde göz kırpıyor
göz kırpıyor.
(Dolunayda Kızıl Tef Çalan Kadınlar, İran kadın ozanlar seçkisi, Farsçadan Çeviren: Haşim Hüsrevşahi, Totem Yayınları)