Furuğ’un kehaneti!

Furuğ Ferruhzad’ın öykülerini, söyleşilerini, gezi notlarını, edebiyat üzerine yazdığı makaleleri, Furuğ’u yakından ilgilendiren kimi anıları ve onu tanıtan makaleleri içeren, uzun zamandan beri üzerinde çalıştığım araştırma-çeviri-derleme kitabım nihayet raflarda yerini aldı… sevincime ortak olmanızı arzuladım!

Furuğ’un kehaneti: Önce Ben Öleceğim

 

İki kadın ve bir mektup!

İran’da çok tuhaf şeyler olmaya başladı… Aslında pek de tuhaf değil! Ama yine de insan şaşırmadan edemiyor! Birkaç ay önce Dolar aniden 3400 Tuman’dan 14000 Tuman’a yükseldi (Mollalardan önce dolar 7 Tuman’dı)… Dünya sermayesinin buyruğu doğrultusunda yaşamın bütün alanlarında fiyatlar fırladı, aldı başını gitti. İşsizlik tavan yaptı… Özellikle de yaklaşık son 5-6 yılda  bankaların içi boşaltıldı (Milyar avrolarla ölçülen, örneğin Saderat Bankası genel müdürü Haveri’nin bir defada 1 milyar dolar yolsuzluğu gibi), petrol geliri iç edildi (trilyon dolarla ölçülüyor… örneğin: Babek Zencani yolsuzluğu, hırsızlığı gibi, resmi ağızların bildirdiği rakam 2.900.000.000.000 dolar!!!), bütün madenler, şirketler, değerli kuruluşlar özelleşti, özelleşen kurum ve kuruluşlar nedense iflas etti ya da çalıştırılmadı, daha uzun zamandan beri uygulanan siyasetler neticesinde tarım yok edildi, hayvancılık yok edildi, sanayi üretim neredeyse sıfırlandı, gazete ve dergiler kapatıldı, düşünenler ve sözü olanlar hapsedildi, bir düşüncenin dışındaki düşünce kuruluşları baskılandı, dinci bağnazlık silahlı çeteleriyle vatandaşa hayatı dar etti, ırmaklar kurudu, göller kurudu, beyin göçü had safhada, uyuşturucu kaçakçılığı ayyuka çıktı, fuhuş yaşı 10-11’e indi… ve benzeri durumlar! Bu feci ortam 45 yıllık din devleti sonucunda oluştu… bir kişi ve bir düşüncenin egemenliği sonucunda!

Okumaya devam et “İki kadın ve bir mektup!”

Kadınlar yok edilmek isteniyor!

Cumhuriyet, 11 Mart 2019:
“Oyuncu Nazan Kesal, İran’ın en cesur şairlerinden Furuğ’a ses vermeye hazırlanıyor. Kesal’ın Furuğ’un yaşamını anlattığı tek kişilik oyunu, 18 Mart’ta DasDas’ta başlıyor.Kesal, “Furuğ, eril bir bir dünyada erkeğe hitaben şiir yazan ilk kadın şair olmasının yanı sıra o coğrafyada kadınların çığlığı oldu” diyor….”

Devamı için lütfen alttaki bağlantıyı tıklayın:

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1288457/Kadinlar_yok_edilmek_isteniyor.html

Nazan Kesal

bu masalı anlatmışım size…

Bir masal

sokağımız kayısı koktuğunda
arıların ve sineklerin güneşte vızıltı saatinde
bir adam yaşamı yasakladı kendinden başka herkese
bir adam bir köpek gibi başka sokakların kemikleri ağzında
sokağımızdaki çocuklara karşı

Hatice ana başörtüsünü rüzgâra açtı ağlarken
İbrahim amca sokağımızın tam köşesinde çöktü duvara yaslanarak
susmayı terk etmemizi öğretti gözlerini kısıp dişlerini sıkarak

Okumaya devam et “bu masalı anlatmışım size…”

diyorum ki mesela!

diyorum ki mesela
sen yalandan gelsen
ben sahiden gülsem
sen şaşırsan
ben sussam
sonra kavga etsek
sonra sen benim dilimde sussan
ben senin koynunda şaşırsam
sonra bir kap vişne yesek
kırda çiçek toplasak
orada kırda koşsak
kırda sevişsek
sen sahiden sevsen
ben yalandan ölsem
sonra gözümüzü açsak ki kabus bitmiş
dört nala özgür yaban atlarız mesela
komşularımız da hep yaban at sürüsü
yeleleri güneşli rüzgarda
avlanma kaygısı olmayan serçeler ya da…

Okumaya devam et “diyorum ki mesela!”