(Agni’ye mektuplardan sonuncusuna yakın bir mektup. Yeniden yayınlıyorum.)
“Sen ve ben doğmamışız daha! Ben, adı bile senin gözlerini ışıl ışıl ağlatan o nehirim. Senin gözyaşlarından oluşan nehir.
Eteklerini avuçla. Beyaz çıplak ayaklarınla gir bana. Dilim senin parmaklarını tanır, ayaklarını bilir. Topukların dilimin aşinasıdır. Serin sözcüklerim diz kapaklarına kadar yükselince eğil bana! Eğil. Siyah ve deli. Eğil ve beni geceden ödünç aldığı karasında gizle saçlarının. Beni kendi karanlığına götür. Mutlak krallığına. Ben senin saçlarında akacağım. Sen kendi acını kendi saçlarında akıtacaksın.