dedim! duysun diye o münafık hükümran. dedim, ey Nemrud dayanamazsın bu zülme! dayanamadı! dedim bu çocukların gülüşleri seni dara çeker sonunda, bu çocukların kınalı taranmamış saçları, bu çocukların küçücük elleri, feri sönmüş gülen gözleri! bu çocukların çalınmış mutları, umutları seni boğar dedim Fraun! boğdu!
Ay: Nisan 2014
Marquez’den sonraki yalnızlık başladı!
Mevlana: O nerede?
Mevlana’dan az önce çevirdiğim bir gazel:
An ké bi bâdé koned cané mera mest kocast?
An ké birun koned ez can-o délem dest kocast?
Bâde vermeden canımı sarhoş eden O nerede?
Kalbimi, gönlümü elden çıkaran O nerede?
İçsem ant, bir tek onun başına ben ant içerim
Andımı tövbemi bir bir kıran O nerede?
Kırılır Kadınlar!
Avrupa Bağımsız Sinema Akademisi’nin tek Asya kıtası üyesi, Grand Off Film Festivali’nin jüri üyesi. Kitapları: İşaretler (kısa öykü), Güzel Bir Kitap, Beyaz Zurafa (Çocuklar için), Akasyalardan (roman), Zürih Yolcusu (şiir)
(Doğum Tarihi: Nisan 1960, İsfahan).
Öykü
Yazan: Mercan Riyahi
Ç.: h.h.
Hiç kimse, önemli bir olay olduğunu tahmin etmiyordu. Bir kadın, ayağı kayarak caddede düştü ve kırıldı. Haber bu kadar basitti. Ama, aradan bir hafta geçtikten sonra, caddede başka bir kadının da kırıldığının görüldüğü söylendi. Ve sonraki hafta, tüm gazetelerde şöyle yazıldı: “Kadınlar, caddelerde kırılıyorlar.”
Öncelikle Belediye, caddelerin durumu hakkında rapor hazırlamakla görevlendirildi. Öyle anlaşılıyordu ki kadınlar, daha önce de evlerinde kırılıyorlarmış. Ama, böyle bir olayın caddelerde görülmesi yeni bir hadiseydi. Sonra, kadınların yaşları, görme yetenekleri üzerinde tartışmalar yapıldı. Meteoroloji, hadisenin olduğu günlerdeki hava durumuna değindi ve muhtemelen, caddeler, yağmur nedeniyle ıslaktı, dendi. Psikologlar da kadınların sinirlerinin ve ruhlarının ve tüm bunların, onların yere düşmelerine olan etkilerini incelediler ve…
sinop hapishanesi!
… düşüncelerinden dolayı zindanlara atılan O İnsanlara ithaf edilmiştir!
Foto ve düzenleme: h.h.
daha fazla video için:
http://www.youtube.com/my_videos?o=U
Muhsin Namcu (Mohsen Namjoo): Sitem!
Yüz gecelik mahmurum, şaraphane nerede?
Sitemle dedim silerim gönlümden senin yüzünün anısını, senin arzunu Gülerek dedi incinmem senin huyundan suyundan, yüzünün anısından Ama kalbini benden sökersen, hadisini kime düşürürsün? Nereye gidersen yamamsın benim, vefa kadehini neden kırarsın! Geçtim ondan küstahlıkla, başka bir ayın yoluna koyulmuş, Geçtim ondan küstahlıkla, başka bir ayın yoluna koyulmuş Şimdi ne yapabilirim kalbimin hatasıyla, kalbimin aşinası giderse Şimdi ne yapabilirim kalbimin hatasıyla, kalbimin aşinası giderse Onun yolundan yol yok başka, artık yapmam hata başka Onun yolundan yol yok başka, artık yapmam hata başka Sitemle dedim silerim gönülden senin yüzünün anısını, senin arzunu Gülerek dedi incinmem senin huyundan suyundan, yüzünün anısından Ama kalbini benden sökersen, hadisini başka kime düşürürsün? Nereye gidersen yamamsın benim, vefa kadehini neden kırarsın! Uyumadım başka hayalle… Uyumadım başka hayalle ki kalbimi kavurur Yüz gecelik mahmurum Yüz gecelik mahmurum, şaraphane nerede…
telaşlanıyorum!
senin yeşil saçlarını okşuyorum
kızıl dişlerinden öpüyorum
bunca telaş neden diye şaşıyorum kendime
seni itirdiyim günden!
üreyimi dağlasam
gözlerimi bağlasam
için için ağlasam
sévgime yas saxlasam…
bir kez daha: sensiz ölürem!
sensiz yaşanılmır gündüzüm gécem
sene qovuşmazsam dağılmış közem..
arzum bir ömürdür qelbine köçem
seninle yaşayıb seninle ölem
…
éşitsen bir ağaç yanır o menem o menem
görsen bulud susuz qalıb o menem o menem
éşitsen bir deli ağlayır o menem o menem
iki gören gözüm sensiz ölürem
éşitsen bir ağaç yanır o menem o menem
görsen bulud susuz qalıb o menem o menem
seni deliler tek séven var o menem o da men
iki gören gözüm sensiz ölürem… gel, gel!
Behramoğlu-Caymaz Söyleşisi
Enver Aysever’in Aykırı Akademi 10 Nisan 2014 tarihli sayfasında yayımlanan bu söyleşiyi yaymadan edemedim…