yağmur yağmış sesinizde güneş doğmuş gibidir gözlerinizde renkli balonlar havalanmış siz eski tapınakların büyüsünü serpiyorsunuz güvercinlere ağaçlar diyor ki sus ve dinle susup ve dinliyorum sizi bayan ezan sizin günbatımınızdan yükseliyor közlere dağılan üzerlik kokusu havada
Ay: Mayıs 2012
Mavi Karadeniz Videosu!
May 29, 2012 7:49pm
Şiir: Nazım Hikmet, Varna (27 Mayıs 1957), Foto: haşim hüsrevşahi, Karadeniz, 27 mayıs 2012
Masmavi bir Karadeniz!
Söyleşi… Adnan Gerger’le (6 Mayıs)
Söyleşi
19 Mayıs Kutlu Olsun! İlelebet!
Ey Türk Gençliği;
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Ataürk
Şemsim kamerim geldi
Mevlana’dan (h.h.)
Şemsim kamerim geldi kulağım gözüm geldi
Gümüş tenlim o altın ocağım geldi
Serimin hoşluğu, gözüm ışığım geldi
Başka şey istersen o başka şeyim geldi
Küçük Kara Balık
ormanlar tutuşmuştu saçlarında
ormanlar tutuşmuştu saçlarında sesinde okul çocukları kalabalık bir caddenin ortasında sesinde dağ sığınağı parmak aralarında serçe yuvası gözlerin sisli Kandahar dudaklarında tüm kadınların genç şarkıları bu yandan gidelim dedin bir kayanın üzerinde durduk herkesten diri ve boylu gülüşlerinle şebboyları çağırdın sesinde seni seviyorum kalabalık bir caddenin ortasında bu yanından gidelim dedin seni sevmenin büyülü yollarına elimden tutup götürdün kalabalık bir caddenin ortasında sesinde seviyorum seni hâlâ (dil açmalarım, h.h.)
Ferhan Şensoy’dan Okunması Gereken bir Yazı!
Muhalefetin önde gideniydi Aristofanes. Ülkede kötü giden şeyleri eleştiren oyunlar yazar, çıkar oynardı binlerce kişilik anfi tiyatrolarda. Ön sırada ülkeyi yönetenler oturur, halkla birlikte dikkatle izlerler, bundan ve halkın tepkisinden kendilerine ders çıkarırlar, alkışlarlardı Aristofanes’i.
Aristofanes’i özelleştirmek Antik Yunan’da hiç kimsenin aklına gelmemişti!!
Tiyatro bin yıldır muhaliftir, muhalif kalacaktır, çünkü halkın sesidir. Yöneticilere yanlışlarını anlatmak için var tiyatro.
Okumaya devam et “Ferhan Şensoy’dan Okunması Gereken bir Yazı!”