Mehrengiz Resapur (M. Pegah)
kırbaç!
itiraf et….. kırbaç!
itiraf et….. kırbaç!
çalınmış sabah nerede?
“kan kıtasında”
kışkırtıyorsun ha!?….. kırbaç!
ne durumda yakalandın?
“tan yeri pasaportuna giriş damgası vuruyordum.”
kaçakçılık demek…. kırbaç!
eşin nerede?
“gelinciğinin kara gömleğinde kayboldu.”
vuslatı yadsıyorsun ha?… kırbaç!
ateşini nereden çaldın?
“öhö! öhö! gündüzün irininden.”
arkaik öksürük demek?… kırbaç!
düşlerini göster!
“kaçtılar.”
yakala!
“sığındılar.”
nereye?
“yıldızların göbeğine.”
hangi yıldız?
“yarının baht yıldızı!”
ümit aşılıyorsun ha?… kırbaç!
uykuların görülmüş!
düşüncelerinin doluşmaları duyulmuş
ne söyleyeceksin?
“bir ateş… gerek
gerek ki bir ateş… ihanet etmiş olmalı!”
teslim olmuyorsun demek?…. kırbaç!!
yükselt fısıltını!
“ben sizi apaydın karanlıkta görüyorum.”
gözlerini oyarız… kırbaç!!
“derimle görürüm.”
derini soyarız… kırbaç!!
“kemiklerimle görürüm!”
yakarız kemiklerini… kırbaç!!
“külümle görürüm.”
külünü rüzgâra veririz… kırbaç!!
“verin!
çoğaltırsınız gözlerimi
hava, bakışlarımla dolacak
tomurcuklarla ne yaparsınız
kuşlarla?
kendinizle?
havayı karantinaya alın…!”
alay demek ha?… kırbaç!!
kaderini nerede sakladın?
“gündüzün sonunda.”
geceyi iğnelemek ha?… kırbaç!!
nefret güçlerini nereden topladın?
“çocukluğun adresine postaladım dün.”
çocuğun? keh keh keh keh
ömrünün ışığını söndürdük… önceki gün
“…?! ….?! …?!”
yeri…
yeri… aydın
yeri aydın
yeri apaydınlık olsun.”
baban ne yapardı?… kırbaç!!
“bedbahtlığının doğrultusunda koşardı…”
annen nerede? kırbaç!!
“beni yakaladığınızda gitti”
nereye?…. kırbaç!
“arzularının mezarı başına”
arzuları nerede?… kırbaç!
“kırbaçlarınızın altında!”
alay mı ha? kırbaç!… kırbaç!.. kırbaç!
kırbaç!
kır… baç
kır…
kah kah
güldü ruh
açtı çalınmış tan
başını ufka koydu
düzlemine ışığın…
yuvarlandı.
Çeviri: h.h.