Narların Rengi!

Daha önce yayımladığım bir makalemde (https://sardunyalar.com/2012/07/17/siiri-izlerken-iran-sinemasinda-siirin-gosterimi/) Sergei Paradjanov’un Narların Rengi adlı filminden söz etmiştim. Bazı arkadaşlar filmi seyretmemişler, aramışlar bulamamışlar. Burada linkini veriyorum.

Bu film Ermeni bir şairin yaşamı hakkında. Anlatı onun şiirlerine dayanmakta. Daha doğrusu onun şiirleri icra edilmekte. Görsel dili tam bir şiirsel şölen ve seyirci çoğu zaman peş peşe akan resim tablolarıyla karşı karşıya kalmakta! Müzik ise harika!

Bir yerde bu not düşürülmüş Youtube’da:

One of the greatest masterpieces of the 20th century, Sergei Parajanov’s “Color of the Pomegranate,” a biography of the Armenian troubadour Sayat Nova (King of Song) reveals the poet’s life more through his poetry than a conventional narration of important events in Sayat Nova’s life. We see the poet grow up, fall in love, enter a monastery and die, but these incidents are depicted in the context of what are images from Sergei Parajanov’s imagination and Sayat Nova’s poems, poems that are seen and rarely heard. Sofiko Chiaureli plays 6 roles, both male and female, and Sergei Parajanov writes, directs, edits, choreographs, works on costumes, design and decor and virtually every aspect of this revolutionary work void of any dialog or camera movement.

Bir arkadaşın uyarısı ve yardımıyla Türkçe alt yazılı olarak filmin tümünü gösteren linki aşağıda veriyorum: teşekkürler Özgür Ö.

Filmi izlemek için

aşağıdaki narları tıklayın:

برای دیدن فیلم عکس انار را کلیک کنید

Duvarların Dahisi!

Mehdi Gadyanlu: İranlı ressam. Tahran’ın çirkin duvarlarını muhteşem duygu, hayal ve sanatıyla güzelleştiriyor. Bir an düşünün şayet sanat ve edebiyat hiç olmamış olsaydı ne kadar çekilmez olurdu bu dünya! Müzik, resim, roman, şiir, mimarı, sinema, heykel ve ve… olmamış olsaydı ve sadece parayı düşünen belediye başkanları ve hükumetlerin kıt dünyalarına mahkum olmuş olsaydık!

Mehdi 18 yaşından beri ciddi olarak resimle ilgileniyor. Tahran duvarlarını daha çok da sürrealist bir bakışla güzelleştirmeye devam ediyor!

https://www.youtube.com/watch?v=G9cN92pVw2I

Beyaz turnalar

Bu şiirin çevirisini sevgili Juliet, Şehbaz ve Denise’e takdim ediyorum;

uçup giden ve bize seslenen o güzel Turna,

Roza’nın anısına:

Sevgili Denise’in yazdığına göre bu şiir Rasul Hamzatoviç adlı Dağıstanlı bir şaire aittir. Bu şair Hiroşima müzesini gördükten sonra oradaki manzaranın etkisiyle ikinci dünya savaşında emperyalism ve faşizme karşı savaşarak toprağa düşen ve asla evlerine dönmeyen milyonlarca Rus askerine yazmıştır. Şiirin orijinal dili de Avarcadır. Şiirin adı Turna. Bu şiir, Avarcadan Rusçaya çevrilince (Rusça adı Juravlı) Yan Franckel’de besteliyor.

https://www.youtube.com/watch?v=bzQUj5C5GTs

İngilizce metinden çevirdiğim:

Turnalar:

Bazen düşünürüm
Kanlı meydanlardan eve dönemeyen o askerler
Soğuk mezarlarda yatmazlar
Onlar beyaz turnalar oldular

Okumaya devam et “Beyaz turnalar”