sor bana!

sen!
şimdi ayağa kalk
kalk ve sor bana!
neden ölüler gibi suskundum?
şehir yanarken,
ev yanarken,
kardeş yanarken,
havuzdaki balıklar yanarken ve denizdekiler
ormanlar yanarken ve ırmak kıyısındaki yosunlar?
 
kalk ve sor bana!
ben ki seninle aynı döl yatağını aynı anda paylaşanım
ben ki senin ciğerlerinle soludum
başımı senin koyduğun yastığa koydum
senin sevdiğin kızı sevdim
ve senin sevdiğin toprağı
ve seninle aynı şarkıyı söyledik sokaklarda
ve aynı dağın zirvesinde şafağa şiir yazdık
 
kalk şimdi sor bana!
neden
neden ölüler gibi suskundum?
ben ki senin aynanım
elbet yanıtını bulacaksın…
ve unutma
sıktığın yumruğun avucunu kanattığında benim canım yanacak…
 
şimdi kalk
ve pencereyi aç ve bak!
kar yağıyor
dinle suskuyu
her suskunun altında yeşerecek taneler var
o patlayan volkan da suskundu bir gün!

h.h.
08/01/2017

geçiş

Birkaç günden beri kimi arkadaşların şiir üzerine görüşlerini okuyorum. Bunun üzerine dil açmalarım adlı şiir kitabımda yer alan eski bir şiirimi -uzun olmasına rağmen olduğu gibi- yayınlıyorum.
Tabi ki tartışılsın!
 (Dizelerin formatı bozulduğundan Pdf formunda burada okuyabilirsiniz gecis)

geçtim beklemekten       uzun hikayedir
gece bana gündüzleri uğramaz

gece    uykudayken     gelir         şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır       hatıralarım karışır

o hep kızar    söylenir öper koklar ve hep kızar
çağırır beni       kollarının beşiğine yatırır
sallar bebek gibi         dudaklarının dualarını üfler yüzüme       ve hep kızar
dudakları ipek çiçeği cinsindendir      hünnap kasidesi      okur     ben anlamam
ben anlamamı yitirmişim

Okumaya devam et “geçiş”

ben ırmağım akıp giderim…

ben ırmağım akıp giderim
gölgeni saklarım salkımsöğüt
sesimi bırakırım sana …
 
ben ırmağım akıp giderim
kanat çal benimle gel mavi kuş
salkımsöğüt bizi izler bu şarkıda
 
ben ırmağım akıp giderim
yıldızlı karanlık inince
öykümü anlatırım salkımsöğütle mavi kuşa
 
ben ırmağım akıp giderim
denizlere bırakırım koynumdaki balıkları
sesim kalır arkamda bir de salkımsöğütle mavi kuş…

(h.h., 10-11/10/2016)

fotography Salix babylonica ile ilgili görsel sonucu
Credit goes to mirkwood.wordpress.com

 

Yakup’a anlatalım!

Yakup’a gittim yeniden
aç gözlerini ihtiyar dedim
bu kuyu Yusuf’un için değil
seni bitimsiz kör etmek içindir
dedim ve yıldızlar yanıtladı
bu aydır ve bu güneş
yani bildiğin rüya Yakup!

Yakup’un kaşları senin kaşlarındı
sözleri senin sarhoşluğunun öyküsü
üçüncü katın penceresinden dalıp giden
bakışına benziyordu bakışı
Yakup’un gözleri senin gözlerinin içinde
tabutunda salınan unutulmuş bir ölü

Okumaya devam et “Yakup’a anlatalım!”