yanan erkek ve kadınlar
söylemediler daha
en acıklı şarkılarını
dolup taşıyor susku.
beklentiden
dur duraksız susku
nasıl da dolup taşıyor.
(Ahmed Şamlu, Ç: h.h.)
yanan erkek ve kadınlar
söylemediler daha
en acıklı şarkılarını
dolup taşıyor susku.
beklentiden
dur duraksız susku
nasıl da dolup taşıyor.
(Ahmed Şamlu, Ç: h.h.)
seni seviyorum diyen
şarkılarını yitirmiş
hüzünlü bir sarhoştur,
keşke sevdanın
konuşkan dili olsaydı.
bin şen püsküllü var
senin gözlerinde
benim gırtlağımda
bin suskun kanarya,
sevdanın keşke
konuşkan dili olsaydı.
seni seviyorum diyen
kendi ay ışığını arayan
bir gecenin hüzünlü kalbidir
keşke sevdanın
konuşkan dili olsaydı.
süzülüşünde bin güleç güneş var senin
bin ağlayan yıldız
yalvarışımda,
sevdanın keşke
konuşkan dili olsaydı.
(Ahmed Şamlu, h.h.)
yayla kızları!
bekleyiş kızları!
daralmış umut kızları
sonsuz yaylada
ve kıyısız arzular
daralmalarda!
yeni çardak kızları
-yüz yıllık çardaklar!-
zırhlı kuşamlarınızdan çiçeklenirseniz
deli rüzgâr
dilek atının uzun yelesini
dağıtacak…
Okumaya devam et “Abâi’nin yürek yarasından -Şairin sesiyle-“
birgün biz güvercinlerimizi bulacağız
ve sevecenlik güzelliğin elini tutacak
en küçük şarkının
öpücük olduğu gün
ve insanın
insana kardeş
evlerin kapısını artık kapatmadıkları gün
kilit
söylencedir
ve yürek
yaşamaya yeter
tüm sözlerin anlamının sevgi olduğu gün
son sözcük için söz peşinde olmayasın diye
tüm sözcüklerin ahengi
yaşam olduğu gün
son şiir için uyak peşinde acı çekmeyesin diye
tüm dudakların şarkı olduğu gün
en küçük şarkı öpücük olsun diye
senin geldiğin ve her zamanlığına geldiğin
ve sevecenlik ve güzellik beraber olduğu gün
güvercinlerimize yeniden tane serpeceğiz
ben o günü bekliyorum
benim
belki
olmadığım
günü
(Benimle Aydınlıktan Söz Et! yakında ikinci baskıya girecek!, h.h.)
bugün
doğmadım anamdan
hayır
dünyanın ömrünü geçirdim.
en yakın hatıram yüzyılların anısıdır
defalarca kanımızı akıttılar
anımsa,
bu soykırımının sonu sadece
bereketsiz bir sofranın yavan somunuydu.
Ahmed Şamlu’dan bir şiir:
Sevdalılar
utanarak geçtiler
kendi zamansız şarkılarının utancıyla.
ve sokaklar
fısıtltısız kaldı ve ayak sesi olmadan.
Geceleyin-2
herzamanlık güneşler ortasında
senin güzelliğin bir demir atmadır –
öyle bir güneş ki
bütün yıldızların tan atmalarından
gereksinimsiz kılar beni!
bakışın
zulmün yenilgisidir
o bakış ki ruhumun çırılçıplaklığına benim
sevgiyle giysi oldu
benim omuzlarımda bir güvercin var senin ağzından su içer benim omuzlarımda bir güvercin var boğazımı tazeler benim omuzlarımda bir güvercin var ağırbaşlı ve iyi benimle aydınlıktan söz eder ve insandan-tüm Tanrıların Tanrıçası olan- ben insanla yıldız dolu sonsuzlukta yürüyorum (Ahmed Şamlu, bana aydınlıktan söz et, ç:h.h.)
seni seviyorum diyen şarkılarını yitirmiş hüzünlü bir sarhoştur, keşke sevdanın konuşkan dili olsaydı.
ağzını kokluyorlar seni seviyorum demiş olmayasın sakın yüreğini kokluyorlar garip bir devrandır sevgili ve aşkı devrik yol direkleri yanında kırbaçlıyorlar aşkı evin zulasında saklamalı Okumaya devam et "bana aydnlıktan söz et!"