Peri Saberi anlatıyor: Furuğ! ve birkaç resim

Peri Saberi[1] anlatıyor:

Hatırlarım, Fransa’daki eğitimim sonrasında İran’a dönünce İbrahim Golestan Bey’in yanına gittim. O zamanlar onun evi Derrus’taydı ve o ev, beni bütün İran sanat topluluğuyla tanştıran en önemli yerdi. Golestan her cuma günü bir sofra açardı. Herkes oraya gelirdi, öğle yemeği yerlerdi ve birlikte olurlardı. Bu program yıllarca sürdü. Ben kendim 10 yıl bu toplantılara katıldım. Bütün resim ve edebiyat büyükleri bu eve gelip giderlerdi ve ben cuma günleri onları görürdüm. Sepehri, Ehevan Salis, Şamlu ve Furuğ Ferruhzad… Furuğ oranın vahşi yıldızıydı. Ona saldırdıklarında, karşı saldırıya geçerdi. Küstahlık etmesi için kimseye izin vermezdi. Ola ki bir olay olduğunda derhal yanıtlardı.

Ben ve Furuğ hemen hemen aynı yaşlardaydık. Yani bugün[2] yaşamış olsaydı yaklaşık yaşıt olurduk. Onu her cuma günü görürdüm. Benimle yakındı. Üstün bir kişiliğe sahipti. Şayet benim düşüncemi soran olursa derim ki İran çağdaş şiirinin prensesi Furuğ Ferruhzad ve prensi ise Sohrab Sepehri’dir.

Furuğ kendisi benim yanıma uğradı. Tabi bu benim görüşüm, başkalarının görüşüne de saygım var. Ben o günler, Fransa’dan döner dönmez tiyatro işine koyulmuştum ve Luigi Pirandello’nun Altı Karakter Yazarını Arıyor adlı oyununu sahnelemek istiyordum. Furuğ bunu duyunca bana, ben de bir rol almak istiyorum, dedi. Ben şaşırdım. Nasıl olurdu da Furuğ, o zamanlar kavuştuğu onca üne rağmen tiyatro işine daha yeni yeni ilk adımlarını atmak üzere olan birinin tiyatrosunda oynamak ister! Unutmayın ki o günler Furuğ gerçekten ünlüydü. Doğru, onu taşlıyorlardı ve eziyet ediyorlardı ama ünlüydü. Belki de o yıllar kimse onu gerçek anlamıyla tanımıyordu. Çünkü bence o gerçekten üstün bir insandı. Neyse. O  neden benim çalışmamda oynamak istiyor ki?, diye düşündüm. O, ne oyuncudur ne de tiyatroyla tanışmışlığı var! Ama kabul ettim ve benim oyuncularımla olan en güzel ve en başarılı ilişkim, o çalışmadaki Furuğ’la olan ilişkimdi. Ona, şunu yap, bunu yap dememe gerek yoktu. Kendisi ne yapacağını biliyordu. Çok yüksek bir algılama gücü vardı.

Yazık ki kader onun layık olduğu zirveye ulaşmasına engel oldu. Şimdi kalkmış onun hakkında edilen laflar çok sıradan ve önemsiz şeylerdir bence. Çünkü Furuğ gerçekten ona yapılan yakıştırmalar değildi. Çok önemli bir kişilikti. Furuğ özgürlüğün simgesiydi, hapiste. Siz maksimum özgürlük ve maksimum hapsi hayal edebilirseniz, işte o Furuğ olur. Zaten çalkantıları da bundan dolayıydı. O tanıdığım en şen ve en üzgün insandı. Şayet sevinç bir yoldan ve üzünç başka bir yoldan gitseler ve bir noktada buluşsalar, o nokta Furuğ’dur. Furuğ, sevincin ve üzüncün buluştuğu noktaydı.

Farsçadan çeviren: h.h.
[Bu yazının Farsça kaynakçası için burayı tıklayın!]

Oyundan bir sahne
Oyundan bir sahne
Oyundan bir sahne
Oyundan bir sahne
Oyundan bir sahne
Oyundan bir sahne
Peri Saberi
Peri Saberi

[1] Tiyatro yönetmeni, (D.T.: 21 Mart 1932), Kirman. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından verilen Fransız Ordre des Arts ve des Lettres Şövalyesi ödülü sahibi.
[2] Bu söyleşi 4 Ekim 2016 tarihinde yapılmıştır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s