İran Kadın Şiir Antolojisi için çevirdiğim bir şiir: Azadeh Devaçı:Siperlenmişim Bildirgelerim onaylanmıyor Ve gövdemin sınırları Orduların saldırılarında eksik kalıyor
Etiket: çeviri şiir-farsçadan
Poems I’ve translated from Farsi (Persian)
Gülistane’de
Sohrap Sepehri’den çevirdiğim bir şiir:
Gülistane (Golestane) şair Sohrap Sepehri’nin doğduğu, İran’ın Kaşan’a bağlı Çınar kasabasının küçük bir köyüdür. Aşağıda Sepide’nin Gülistane’den çektiği bir fotoğrafı ekliyorum…
Aaah! ne geniş vadiler! aaah! ne yüce dağlar! Mis gibi ot kokardı Gülistane ne hoş! Ben bu vilayette, bir şeyin peşindeydim: Belki bir düş Bir ışığın, bir çakılın, kim bilir belki de bir gülüşün.
bana aydınlıktan söz et (…devamı)
aşikane
seni seviyorum diyen
şarkılarını yitirmiş
hüzünlü bir sarhoştur,
keşke sevdanın
konuşkan dili olsaydı.
bana aydnlıktan söz et!
Adviye Aysan’ın anısına!
h.h.
bu çıkmazda
ağzını kokluyorlar seni seviyorum demiş olmayasın sakın yüreğini kokluyorlar garip bir devrandır sevgili ve aşkı devrik yol direkleri yanında kırbaçlıyorlar aşkı evin zulasında saklamalı Okumaya devam et "bana aydnlıktan söz et!"
ben ne bileyim…
Mansur Hallaç’ın sesine ses diye Mevlana’nın gazellerinden.
Bana kiminlesin dersin ben ne bileyim
neden böyle mecnunsun? Ben ne bileyim
neden böyle mecnunsun? Ben ne bileyim
Böyle zavallı düşmüşken aşkıma
nasıl kalkışırsın? Ben ne bileyim
Ben aşkının denizlerinin dalgalarında
nerdesin dersin, ben ne bileyim
Şayet öldürülmüş tanrıysan, dersin
tanrılıktan neyin var, ben ne bileyim
Ne ararsın artık, dersin
ışığın ötesinde, ben ne bileyim…
Bu kafeste işin ne, dersin
havaların kuşuysan şayet, ne bileyim
Benim doğru bir yolum vardı yitti gitti
o Hatai Türk’ün yüzünden, ne bileyim
Bir gece ansızın çaldı Şems-i Tebriz
tek olan benden ikiyi, ne bileyim
(h.h.)
nasıl kalkışırsın? Ben ne bileyim
Ben aşkının denizlerinin dalgalarında
nerdesin dersin, ben ne bileyim
Şayet öldürülmüş tanrıysan, dersin
tanrılıktan neyin var, ben ne bileyim
Ne ararsın artık, dersin
ışığın ötesinde, ben ne bileyim…
Bu kafeste işin ne, dersin
havaların kuşuysan şayet, ne bileyim
Benim doğru bir yolum vardı yitti gitti
o Hatai Türk’ün yüzünden, ne bileyim
Bir gece ansızın çaldı Şems-i Tebriz
tek olan benden ikiyi, ne bileyim
(h.h.)



