Bir arkadaşın blogunda seyredince buraya taşımaya karar verdim. Ahmet Uluçay’ın tutkusunun bulaşıcı olduğuna inananarak! tabii onun kadar kendisiyle ve yaşamla samimi yüzleşen sanatçılar için!
“Dostoyevski’nin yeri hep boş kalacak,” diyor Ahmet… yıllardır kendisinin de yerinin boş kaldığı gibi!
Bu şarkı İran’ın görkemli Şubat Devrimi sırasında dillerdeydi. Devrim yenilgiye uğratıldıktan sonra şiiri yazan, şair, senarist, gerilla Said Soltanpur düğün gecesinde Devrim Muhafızları tarafından tutuklanmış ve Humeyni rejimi tarafından kurşuna dizilmiştir!
dinlemek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayın lütfen:
Kış sona erdi İlkbaharlar çiçeğe oturdu Güneşin kızıl çiçeği geldi yine Gece kaçıp gitti Güneşin kızıl çiçeği geldi yine Gece kaçıp gitti Dağlar lalelerle dolu
Karanlık bir dönemin şarkısıdır dineleyeceğiniz! Daha önce yayımlamıştım! Bu akşam birkaç kez daha dinledim… Siz de dinleyin… bir kez daha! Ne çok acılar çekmiş bu insanlar özgürlüğün o tatlı meltemi gezinsin diye yanaklarında… ne acılar çekmiş bu insanlar karanlığın devleri toprağa gömülsün ve insanca yaşamın güneşi doğsun diye evlere, sokaklara… “Nereye böyle aceleyle?” Sordu çalı rüzara!! “Tanrı için sana ve dostluğumuza yemin ederim, Şayet bu vahşet çölünden, Geçersen sağlıkla, Ilgımlara ve yağmura, Bizim selamımızı götür!”
Ölümden ve Karanlık zorbalıktan medet umanlara inat Güneş doğacak! Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmemiştir zira!
Söyle yağmura Yağsın bu gece Yıkasın yüzünden Bu bağ sokaklarının tozunu Duruluğunda Seher arasın diye Sınırsızlarda Bizim buradalığımızı Dönüş yolunu bilmediğimiz Kıyıların arayışında… Sen ve ben uyanık Görmede yitik Ayışığından ve uykudan daha hafif Işık deltasında akan biz Rüzgarın dudaklarında bir şarkıyız
Biz pes etmeyiz!
(On Lâche Rien) Fransız müzik grubu: HK et Les Saltimbanks Farsça alt yazı: Afganistan Birlik Partisi İngilizceye çeviri: Brkic Sulejman Farsça ve İngilizce alt yazıdan Türkçeye çeviri: Haşim Hüsrevşahi
Benim gettomun derinlerinden Senin köyünün derinlerine kadar Gerçeklerimiz aynıdır Her yerde başkaldırı mayalanmakta
Size kısa bir şiir okumak istiyorum. Merak etmeyin! Merak etmeyin onu ben yazmadım! Bu birkaç satrılık şiir, ümitsiz bir adamın tarafından yazılmıştır. Çok kötü bir anım var. Şöyel der:
“Demek sitediğm, kimse, çapayı daha güneşin ritmiyle sallamamış Ve kimse daha ürünü aşkla ve bereketle toplamamış!”
Öğrenmişiz sana sevdalanmayı
Tarihin zirvesinde
Cesaretten bir güneş gibi sen
Ölüm yatağında yatıyorsun
Senin derin buradalığın
Şimdi daha açıktır
Komutan Çe Gevara!
Halkın ağalar, beyler ve paşalara karşı başlattıkları isyanın ve Köroğlu (Rövşen) liderliğindeki halk kahramanlık öyküsünün sanatsal benzersiz icrasıdır. Üzeyir Hacıbeyev’in ölümsüz bestesi, Memmed Seid Ordubadi’nin şiirleri, Lütfiyar İmanov’un (Köroğlu) ve Fidan Qasimova’nın (Nigar) ve diğer sanatçıların olağanüstü icralarıyla… Ölümsüz eserin birinci ve ikinci perdeleri: