Karanlık bir dönemin şarkısıdır dineleyeceğiniz! Daha önce yayımlamıştım! Bu akşam birkaç kez daha dinledim… Siz de dinleyin… bir kez daha! Ne çok acılar çekmiş bu insanlar özgürlüğün o tatlı meltemi gezinsin diye yanaklarında… ne acılar çekmiş bu insanlar karanlığın devleri toprağa gömülsün ve insanca yaşamın güneşi doğsun diye evlere, sokaklara… “Nereye böyle aceleyle?” Sordu çalı rüzara!! “Tanrı için sana ve dostluğumuza yemin ederim, Şayet bu vahşet çölünden, Geçersen sağlıkla, Ilgımlara ve yağmura, Bizim selamımızı götür!”
Ölümden ve Karanlık zorbalıktan medet umanlara inat Güneş doğacak! Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmemiştir zira!
Şiir: Şefii Kedkeni, Beste: Ruhengiz Mirzai, İcra: Ruhengiz, Aranjman: Kambiz Roşen revan çeviri: haşim hüsrevşahi
Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu
Duruluğunda
Seher arasın diye
Sınırsızlarda
Bizim buradalığımızı
Dönüş yolunu bilmediğimiz
Kıyıların arayışında…
Sen ve ben uyanık
Görmede yitik
Ayışığından ve uykudan daha hafif
Işık deltasında akan biz
Rüzgarın dudaklarında bir şarkıyız
Vücudumuzda kalmanın arıyla ve şevkiyle
Vücudumuzda kalmanın arıyla ve şevkiyle
Arayan cana yemin ki
Tanyerinin akan tiniyiz
Bilmem uzaklardan çok uzaklardan
Bilmem uzaklardan çok uzaklardan
Bir kuşun kanatlarının titreyen meltemi midir
ya da uzak bir yıldızın iletisi mi
Çeker o diyarlara
Bizim varımızı yoğumuzu?
Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu
Bu susmalarda ve örtmelerde
Bu susmalarda ve örtmelerde
Enginlerin kulaklarına ulaştırır
Bizim şevkimizin ve şenliğimizin tınısını
Nice şiirler, nice şiirler yazdı
Çıplak sözcükler bu gece
Toprağa kana ve kayalıklara
Kurtuluştan daha güzel hangi doğum yolu
Böylesi sarhoş ve kana kana içilen gecede
Ayakları zifte gömülü bu gecede
Yıldızlar ağır ve ayakları prangalı
Kıyılar titrer kan bulutlarında
Sen birlisin evet
Sen bilirsin evet
Sen bilirsin evet
Yüreğim daralmış bu cenderede
Zincirleri ayaklarından kırmış bir çılgınlık
Tanrı için bahane getirmekte
Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu
– “Nereye böyle bu aceleyle?”
“Nereye böyle bu aceleyle?” Çalı sordu rüzgâra
– “Buradan içim sıkılmış…
Yolculuk istemez misin
Bu çölün tozundan?”
– “Bütünüyle arzuyum ama
Ne yapabilirim?
Ne yapabilirim ayaklarım bağlıdır!”
– “Nereye böyle bu aceleyle?”
– “Neresi olursa olsun
Bu yerden başka bir evim!”
– “Hayırlı yolculuklar sana ama
Tanrı için sana ve dostluğumuza yemin ederim
Şayet bu vahşet çölünden
Geçersen sağlıkla
Ilgımlara ve yağmura
Bizim selamımızı götür!”
Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu
(Ç: h.h.)
Reblogged this on Sardunyalar and commented:
Bir kez daha dinlemek ve okumak istedim… sizlerin de…