Nnenna!

Nnenna[1]

 

Yazan: Adaobi Onyeakagbu[2]

 

Seksen yaşındayım, hastayım ve ölmek üzereyim. Onun sevecen elleri beni yavaşça bu dünyadan koparmakta. Gitmeye hazırım, ama onun hikâyesini paylaşmadan olmaz.

*

Onu ilk gördüğümde herhangi biri gibiydi. Ben arkadaşım Kunle ile şehir kulübünde tenis oynuyorduk. O, kucağında bir bebekle yanımızdan geçti. O, geçip kulübün restoranına girene kadar durup bekledim. Bir top vızıldayarak kulağımın dibinden geçince dönüp arkadaşım Kunle’ye alaycı bir bakış attım: “Ne?” diye sordum ilgisizce ve gidip Kunle’in dikkatsizce attığı topu aldım.

“Kime bakıyorsun Mr. Man?”

Bu sesin hiç eğlenceli yanı yoktu.

“Kız arkadaşın yok mu Chibuzor?”

Onu yok sayarak yerimi alıp servis atamaya hazırlandım.

“Kaldı ki, o kadın evlidir,” Kunle durarak, vermiş olduğu habere karşı benim tepkimi ölçmek istedi, “O asker çocukla… Uche’yle.”

Omuzlarımı silkerek hayal kırıklığımı gizlemek için “Öyleyse çok kötü,” diye yanıtladım.

*

Okumaya devam et “Nnenna!”

dilenci…

Bir uzun öykü:

İran öykücülüğünde büyülü realizmin ilk örneklerinden…

Yazan: Gulam Hüseyin Saedi

Görsel sonucu
5 Ocak1936 Tebriz-23 Kasım 1985 Paris

Üç ay içinde üç kez Kum kentine gidip döndüm. Sonuncusunda, işlerin kötüye gideceği içime doğmuştu sanki. Ama yine de gece yarılarken ıskarta bir arabaya atladım ve sabah güneş doğmadan Seyit Esedullah’ın kapısına vardım. Kapıyı çalınca Aziz Hanım geldi, beni görünce şaşırdı. Kapıdan çekilirken, açık kalan ağzıyla şaşkın şaşkın beni seyrediyordu: “Büyükhanım! Sen gitmemiş miydin?”

Anlamazlıktan geldim. Selam verip içeri girdim, sekiden geçtim. Avluda, uykudan yeni uyanan çocuklar havuzun kıyısında ellerini yüzlerini yıkıyorlardı. Ayağa kalkıp bana baktılar. Ben duvar kenarına oturdum, bohçamı da yanıma aldım. Öylece kaldım. Aziz Hanım yeniden sordu: “Sahi, Büyükhanım sen gitmemiş miydin?”
“Gitmiştim,” dedim, “gitmiştim nene ama yine geri geldim.”

Okumaya devam et “dilenci…”

Lumak: bir Eskimo masalı

Kör bir oğlan çocuğu olan Lumak annesi, kız kardeşi ve Ukrik adlı köpeği ile iglu dedikleri kardan evlerinde yaşarmış. Bir gün onların iglu evlerinin penceresi önünde bir kutup ayısı belirmiş. Luamk’ın annesi çocuğun eline bir ok vermiş ve onu duvardan bir buz parçasının düşmesiyle oluşan pencerenin önüne getirmiş ve ayıyı öldürmesini istemiş. Lumak oku fırlatarak ayıyı vurmuş. Ayı büyük bir homurtuyla düşüp ölmüş. Annesi Lumak’a dönerek ona demiş ki, “Sen ayıyı değil köpeği öldürdün!” Ama Lumak ayıyı öldürdüğünü biliyormuş, çünkü onun ölmeden önceki büyük homurtusunu duymuştu. Lumak’ın annesi ve kız kardeşi onu igluda yalnız bırakarak yeni bir iglu yapmak üzere evden çıkmışlar ve ayının öldüğü yere yakın bir yerde bir iglu yapmışlar. Annesi Lumak’ın kız kardeşi ile ona bir parça et göndermiş; ancak bunun köpeğin eti olduğunu Luamk’a söylemesini tembihlemiş. Lumak eti yemiş ve bunun ayının eti olduğunu biliyormuş, fakat bir şey söylememiş. Bir süre geçmiş ve Luamk’ın içinde aç ve yalnız yaşadığı eski iglu dökülmeye başlamış.

Okumaya devam et “Lumak: bir Eskimo masalı”

Sedna söylencesi

Igloolik kayak ile ilgili görsel sonucu

Kanada’nın Igloolik bölgesi yerlilerine ait Sedna söylencesi!

Bir kız varmış, kocaya gitmek istemiyormuş. Sonunda babası ona çok kızmış ve bir köpekle evlenmesi gerektiğini söylemiş. Bir gece bir köpek gelmiş ve kızı kendine eş olarak alıp götürmüş.

Kız, hamile kalınca babası onu alıp küçük bir adaya bırakmış. Ancak köpek, kızı görmek ve kızın babasından aldığı ve hurca doldurduğu etleri ona götürmek için yüzmek zorundaymış. Kızın birkaç insan şeklinde, birkaç da köpek şeklinde çocukları olmuş. Bir gün kızına çok üzülen baba, hurcu taşla doldurup üzerine de etler yerleştirmiş. Köpek yüzüp adaya gitmek için suya atlayınca batmış ve boğulmuş. Bunun üzerine baba, eti alıp adaya götürmüş.
Okumaya devam et “Sedna söylencesi”

Gece İşi

Yazan:  Joanita Male*

( It’s a Night Job)

İngilizceden çeviri: Haşim Hüsrevşahi

 

Anlamalısınız, bu hayatı ben seçmedim, o beni seçti. Bu işi bir bakıma çocukluğum bana hazırladı, tabi bir iş olarak sayarsanız. Annem, onun annesi… aynı işi yaparlardı. Sanırım ondan kaçamadım.

Soğuk bir akşamüstüdür, saat 7 civarında. Eminim bugün yağmur yağmayacak. Yağmur yağınca iş hemen hemen sıfıra iniyor. Bilirsiniz, sağanak sırasında kaldırımlar durulacak yer değil. Serpilmiş birkaç yıldızla gökyüzü koyu maviye bürününce anlarım yağmur yağmayacak. Derler ki yıldızların görünmesi gökyüzünün yağmaması için kendini tutacağına en güvenilir işarettir. Şükürler olsun.

Okumaya devam et “Gece İşi”