Dünyanın en zenginleri arasında yerini ilk üçte koruyan yazılım multi milyarderi Bill Gates, bir konuşmasında çevreyi ve doğayı ancak sosyalizm kurtarır der (Tom Cahill, Axis of Logic, 4 Eylül 2016) ve ekler: “Özel sektör yetersiz bir aptaldır.” Bill, kapitalist kuralların artık çalışmadığını ve yeryüzünü ancak sosyalizmin kurtaracağının altını çizer. (San Miguel Times, 1 Mayıs 2017).
Bunun bir şaka olduğunu sananlara Guardian’ın 15 Mayıs 2013 tarihli Daniel Ben-Ami’nin kaleme aldığı makalesinde yer verdiği Bill Gates ve onun gibi Amerika’nın en zenginleri arasındaki yeri en önde gelenlerden Warren Buffet’nin sözlerine bakmalarını öneririm. Kapitalizmin tepesinde oturanlar ve bütün dünyanın zenginliğinin kaymağına sahip bu insanlar neden kapitalizme “karşılar”? Acaba oturdukları dalı mı kesmek istiyorlar yoksa bu hasta düzenin bir süre daha hayatta kalması için öneri mi veriyorlar?
Forbes’in sitesinde, 6 Mart 2018 tarihli, editörlüğünü Luisa Kroll ve Kerry Dolan’ın yaptığı makalede, bu kuruluşun 72 ülkede 2208 dolar milyarderini tespit ettiği yazılıyor. Bu rakama mevcutlara katılan 259 yeni milyarder de dahilmiş! Sözü edilen kayıtlara göre bu elit grubun serveti bir yılda %18 artarak 4,1 trilyon dolara çıkmıştır. Amerika 585 milyarderle birinci ve Çin ise 373 milyarderle ikinci sırada yer almakta. 100 milyar doların üzerindeki servete sahip olanların başında ise Amazon’un başkanı Jeffrey Preston Bezos gelmekteymiş! Bill Gates ikinci ve Buffet üçüncü sırada.
Dünyanın bütün servetinin %86’ı, 10 ülkenin elinde olduğu bilinmekte. Amerika tek başına bu servetin %43’ne sahip. Guardian gazetesinin 14 Kasım 2017 tarihli ve Credit Suisse’in raporuna dayanarak verdiği haberde, dünyanın zenginliğinin yarısının dünya nüfusunun sadece %1’ini oluşturan bir zengin topluluğunun elinde olduğunu yazmıştır. Amerika’da ise kaydı geçen %1 bu ülkenin zenginliğinin 38,6’ına sahiptir. Bu raporlara göre Amerikan servetinin ancak %22.8’i halkın %90’a aittir. Ama unutmamak gerekir ki bu %90’luk kitle içinde yaklaşık %40’ının hiçbir şeyleri yok! Günümüzde kapitalist sistemde servet dağılım tablosu kabaca böyledir. Kapitalist sistemin “tanrısaldır” diye sürekli topluma empoze edilen adaleti ise fazla söze yer bırakmamakta.
Pekiyi Bill Gates neden “sosyalizme” ihtiyaç duyulduğunu söylemekte? O neyi fark ederek neyi kastetmekte? Amerika medyasının bir kısmı ona romantik anti-kapitalist diyor!
Bunu anlamak için iki sistemin, yani kapitalist ve sosyalist sistemlerin temel ekonomik ilkelerini, fazla çetrefil teorilere girişip konuyu perdelerler arkasına itip anlaşılmaz hale getirmeden, şöyle özetlemek mümkün:
1- Kapitalist sistemde, makinelerden, toprağa, teknolojiden yer altı zenginliklerine kadar tüm üretim araçları özel bireylerin ya da şirketlerin elindedir. Sosyalist sistemde bütün bunlar emekçilerin aşağıdan yukarıya seçtiği ve oluşturduğu devletin elinde.
2- Kapitalist sistemde üretim ilişkileri kâra indekslidir. Sistem kâr oluşturdukça çalışır. Sosyalist sistemde amaç halkın gereksinimi olup kâr güdülmez.
3- Kapitalist sistemde çalışanla çalıştıran arasındaki ilişkide çıkar çatışması var. İşçinin maaşı artarsa işverenin kârı azalır. İşçiye harcadığı sigortalar arttıkça işverenin kârı düşer. Bu nedenle kârın artması için daha az işçi, daha ucuz ham madde ve daha ucuz emek şarttır. Sosyalist sistemde çalışanla çalıştıran aynı insanlar olduklarından çıkar çatışması yoktur. Kâr artışı hedeflenmediğinden işten çıkarılma ve daha az işçi mantığı yersizdir.
4- Kapitalist sistemde, işçinin ürettiği teknoloji (örneğin yeni makineler, robotlar, bilgisayarlar vs) işçinin yerine geçer ve işçi üretim zincirinden koparılır (işsiz kalır). Sosyalist sistemde işçinin ürettiği aynı teknoloji işçinin çalışma saatini azaltır ancak ücretini düşürmez. Böylece işsizlik oluşmaz ve toplumun alım gücü düşmez.
5- Kapitalist sistemde sermaye grupları arasındaki ilişki rekabet ve silmeye göre çalışır. “Büyük balık küçük balığı yutar!” Sosyalist sistemde üretim merkezleri arasındaki ilişkide rekabet söz konusu değildir ve toplumun ihtiyacına göre uyuma dayalı üretim ilişkisi çalışır.
6- Kapitalist sistem kendi ülkesi dışında da aynı temel yasalara göre çalıştığından kapitalist devletler arasındaki ilişkiler temelde sürekli rekabet ve geçici uzlaşamaya dayalı olup bunun sonucunda da savaşlar daimi ve barış dönemleri geçici olarak ortaya çıkar. Sosyalist sistemde böyle bir rekabet ve çıkar çatışması olmadığından sosyalist devletler arasında savaş söz konusu değildir.
7- Kapitalist sistemde bütün doğa ve kaynakları azınlığın elinde olan üretim sistemine ve elde edilmesi amaçlanan kâra hizmet ettiğinden doğanın tahribatı kaçınılmaz ve bitimsizdir. Sosyalist sistemde temel insan olduğundan doğaya ve bütün canlılara sistemin bir parçası olarak yaklaşılır ve korumacı tutum izlenir.
8- Kâr ölümsüz ve daimi amaç olarak kabul edildiğinden, kapitalist sistem kapitalistler tarafından Tanrı yerine geçer. Kapitalizme karşı olmak Tanrı düşmanlığı gibi ele alınır. Sosyalist sistemde, sistemleri doğup öleceği prensibine inanıldığından sisteme karşı çıkıp onu daha ileri bir sisteme taşıma çabası desteklenir.
9- İster kapitalist sistem olsun ister sosyalist sistem olsun mevcut devlet, sistemi korumak için bir egemenlik makinesidir. Bu egemenlikte ortak kabul edilmez. Kapitalist sistemde devlet ayrıcalıklı azınlığın, sosyalist sistemde ise çalışan çoğunluğun çıkarlarını gözetir.
10- Kapitalist sistemde din dahil bütün kültürel yapı, medya, bilim, düşünsel yapı gibi tüm toplumsal insani öğeler azınlığın çıkarlarını güden üretim ilişkilerinin devamını sağlayan içerikte olup tüm kültürel yapı bu düzenin hizmetindedir. Sosyalist düzende din devletten ayrık olup bireyler dinlerine göre ayrışmazlar ve devlet bireylerin inançlarına karışmaz. Bütün kültürel yapı ve medya, bilim, düşünsel yapı gibi tüm toplumsal insani öğeler çoğunluğun hizmetindedir.
11- Bilimsel yaklaşımla denebilir ki günümüzde kapitalist sistemin sürdürülebilirliliği sona yaklaşmıştır. Bütün dünyadaki mali krizler, savaşlar, işsizlik ve çöküntüler işte bunun birer göstergesidir.
12- Burada aracılık, komisyonculuk, stokçuluk, tefecilik, faizcilik, borsacılık, bankacılık gibi toplumda üretim yapmadan kâr güdenlerin etkinliği ele alınmamıştır. Bilinir ki kapitalist sistemdeki bu kesim üreten kapitalist kesimden çok daha agresif ve toplumu çöküşe sürükleme açısından çok daha gericidir. Ayrıca kapitalist sistemde var olan ve sosyalist sistemde herhangi bir anlam taşımayan yarı zamanlı iş, kiralık işçi, insanların makine yerine konması gibi yüzlerce can yakıcı konulara uzun uzun değinmek mümkündür. Yeri burası değil.
Bill Gates tabii ki bir sosyalist değil. O tabii ki vahşi kapitalist sistemin en zirvesindeki birey olarak kapitalist düzenin devamını ister. Onun birkaç milyar dolar çevreci kurumlara ya da Afrika’daki sağlık hizmetlerine sadaka vermesi onun, mensup olduğu sistemden ayrıldığını ya da ayrılabileceğini göstermez. Ama o, aptal kapitalist değil, akıllı kapitalisttir ve bilime inanan biridir. O biliyor ki bir gün kapitalist sistem çökecek ve yerine yeni bir sistem gelecektir. O yeni sistemin adı sosyalist sistemdir. Öyleyse Gates, sosyalist sistemden neyi istiyor? Kanımca o, yukarıda işaret ettiğim başlıklardan dördüncü maddede geçen özelliği bir kurtuluş yolu olarak görmekte. Onun sözünün belki de özeti şudur: Gelin teknolojiyi geliştirdikçe işçileri işten atmayalım, sosyalist sistemde olduğu gibi onların maaşlarını düşürmeden çalışma saatlerini azaltalım. Yani robotlar insanların yerini almasın. Robotlar, makineler, bilgisayarlar yani kısacası teknoloji insana hükmetmesin, insanın hizmetine girsin. Yani bir sosyalist kurala uyalım, diyor. Uymazsak her dakika stoklarda artan ürünle ve bu ürünü satın alamayan milyarlarca insanla karşı karşıya kalacağız. Bir bakıma öyle bir toplum yaratalım ki diyor Bill Gates biz kârımızdan olmayalım ama insanların da bizim ürettiklerimizi (kendilerinin ürettiklerini) alabilecek ekonomik gücü olsun!
Burada bir noktaya değinmek gerek: Bilimsel olarak her varlık gibi ekonomik sistemin de bir başlangıcı ve bir sonu vardır. Kapitalist son, ya evrimsel olarak olur ya da devrimlerle. Bill Gates’in önerisi evrimsel olarak kapitalist sistemin sosyalist sisteme yanaşılması ve onunla dirsek temasına geçilmesidir.
Bill Gates’in ve Warren Buffet’nin dillendirdikleri bu istek toplumsal evrim açısından tarihi bir beyandır.
h.h.
“Bill Gates ve Sosyalizm!” için bir yorum