gül ey can!

fırtınaya pranga vurmaya kalkıştılar, gül ey can!
güneşi kurşunlamaya
yıldızları yolmaya kalıştılar,
 
kılıçları acımasızdır boynumuzdan kayarken bilirim
utanmazlar gözlerini oydukları bebeklerden
Firavunlarla yarışırlar Nemrutlarla
bilirim gülüşümüzden korkarlar, gül ey can

 
yalanlarla, iftiralarla saldırdılar
itlerin elinde tasma
tasmanın ucunda ışık düşmanları
kurşunla, kılıçla, zincirle saldırdılar
onlar kuduzlar sudan korkarlar,
onlar yarasalar ışıktan korkarlar,
onlar şarkılarımızdan da korkarlar, gül ey can
 
bin gırtlak takmışım gırtlağıma, gül ey can
bin rüzgar saçıma
bin ana var eteğimde
bin toplu mezar sırtımda
in desen ineceğim
uç desen uçacağım
“alevli sular cerenleridir” çocukların çünkü
damlasında bin yıldız sabah vakti!
 
bir başıma kalmam
ne vakittir içimdeki yıllanmış ezgi susmaz
şarabımız da öfkelendirir onları, gül ey can!
 
gülmek ne kadar da yaraşır sana
gülmeyi asıl biz biliriz, sevmeyi asıl biz biliriz
bir çiçekyaprağından bin suret okuruz
bin canı bire sığdırırız
onlar ekmeğimizi çaldıkça, canımızı çaldıkça gül ey can

aha fırtına kapıda!
düşü eşit bölen bir tan fırtınası
ekmeği, kahkahayı,
el ele verip ağaçları dinlemeyi eşit bölen fırtına…


(h.h.)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s