Yüzyıllardır devam etmekte bu yağma; bütün dünyada! Önce devletlerimizi satın aldılar sonra topraklarımıza çöreklendiler, sonra yer altı zenginliklerimizi çaldılar. Petrolümüzü, gazımızı, altınlarımızı, bakır, uranyum, elmas, bor, kömür, gümüş ve ne varsa zenginliklerimizden yer altında… ve yer üstünde pamuğumuzu çaldılar, fındığımızı, zeytinimizi, buğdayımızı… sonra emeğimizi çaldılar, sonra beyinlerimizi. Sonra sıra düşüncelerimize geldi, onu da çaldılar. Sonra ruhumuzu çaldılar, sonra sözcüklerimizi. Demokrasi dedikleri bizimdi; özgürlük dediler, bizimdi; eşitlik dediler; bizimdi; adalet dediler, bizimdi; uygarlık dediler, bizimdi; aydınlık dediler, bizimdi. Dediler ve bizi koyun sürüsü gibi salhaneye sürerken eşit değildik, özgür değildik, adalet bizden uzaktı, demokrasi yoktu ve karanlıkta bizi sunağa yatırdılar. kadın-erkek dediler bizi bizden ayırdılar. Sonra sıra inançlarımıza geldi onu da çaldılar. Bizi bize yabancılaştırarak Hristiyan-Müslüman dediler, Şii dediler, Sünni dediler, Alevi dediler, Şafii dediler ve inançlarımızı çaldılar El Kaide yaptılar, El Nusra yaptılar, Hizbullah yaptılar, Taliban yaptılar, IŞİD, Ceyşül İslam yaptılar ve kendileri saklandılar bizi bizim devletlerimizle, zenginliklerimizle, beyinlerimizle, kültürümüzle, sözcüklerimizle ve inançlarımızla vurdular… ve buna dünyanın yeni düzeni dediler! Ama bu ezilen halkların kaderi olmayacak, değişecek mutlaka! Değil mi? Yeryüzü ezilen halkların olacak ve yeryüzü cenneti işte o zaman gerçekleşecek! Bu tarihin vadesidir, müjdesidir!
