ne olurdu şimdi iki satırlık şarkı olsaydım
yahut çiğneyeceğin sakız kağıdında fal
ya da bu satırlar gibi teklifsiz birkaç satır şiir
ne olurdu dilinden dişine düşseydim
düşüne ya da iki siyah üzerlik gibi ateşiyle yüreğimin
ne olurdu
sen doğarken ben elimde yedi yüz yıllık yaban menekşeleri leylak yonca ya da
kulağına fısıldasaydım iyi ki doğdun bebek
iyi ki doğdun, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun
ve güneş doğsaydı kirpiklerinden
bebek ellerin şakaklarıma vursaydı
iyi ki doğdum, iyi ki doğdum, iyi ki doğdum
ve
biz iki bebek aynalara girseydik
tersine koşsaydık sokaklarımızı
kaybetseydik yollarımızı
gece olunca sabahı özlemeseydik
ve dönmeseydik yeniden doğmaya
ve ne olurdu sanki
hep orada olsaydık bulutlara fışkıran yağmurda
ebemkuşakları ayağımızın altında mesela
üşürken, gülerken ve severken delice
iyi ki doğdun
iyi ki doğdun
iyi ki doğdun
diyerek mevsimleri sonundan başlasaydık
ha? ne olurdu sanki!
(2 Nisan 2000, h.h.)
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili