Aynaya güldüğünde sen serin sözcükler serpiliyor aynaya
Bıçaklar düşüyor çocukların ellerinden
Yırtık dizlere vuran ıslak minik avuçlardan zarlar düşüyor
Ne tiner ne jilet ne beyaz mendil
Sen gülünce karlı tepeler kızıl zambak doğuruyor
Her yandan güneş doğuyor
Sen gülünce aynalara rüzgâr hep yeşil esiyor
Aynanın öte yanında kayboluyor tanklar
Kayboluyor hardal bombaları
Sen gülünce aynalara serin sözcükler yayılıyor içime
Çocukların eli silgi kokuyor
Ve taze ekmek
Ve mavi fiyonklu etekler oynuyor sokaklarda
Aynanın öte yanında kapalı kapılar yok artık
Aynanın öte yanında sınır yok mahkeme yok zindan yok
Sen gülünce aynalara bırak hep yanında durayım
Bir ömür harcadım bu gülüşleri seyretmeye
Bir ömür düştüm kalktım bu gülüşleri yazmaya
Sen gülünce aynalara biliyor musun
Kedim yavruluyor
Köpeğim kapı koluna sıçrıyor
Aynanın öte yanında sermaye yok kâr yok işten atılmalar da yok
Ah bir bilsen babalar nasıl koşarak gidiyor evlerine sen gülünce
Başları dimdik yürekleri gümbür gümbür
ve sigara kokan parmakları kapı koluna utanmadan uzanıyor
Sen gülünce anneleri bir görsen
Aaah saçlarına öyle yakışıyor ki taktıkları her toka
Aynaların öte yanında yalan yok
Aynaların öte yanında silah yok jandarma yok
Aynaların öte yanında ben dost sen düşman yok
Hep aynı dine inanan ve inanmayan insanlar
Hep aynı dili konuşan ve konuşmayan insanlar
Sen gülünce
Bir bilsen nasıl da kol kola dans ediyor her biri kendi ritminde
Ninelerin dişsiz ağızlarından gülünç bir fıkrayı dinler gibi
Ben senin bu gülüşünü aynada görmek için bu denli idam edildim
Bu denli kurşunlandım
Bu denli toplu mezarlara atıldım
Aaaaah senin bu gülüşlerin var ya!

Ne güzel bir dünya çizdiniz zihnimizde. Keşke hep aynaların öte tarafında yaşayabilsek.
gün olur… o gün gelir!