bir çift ayak geçer ak
nergis kokuları bırakarak
kısa saçlı bir kız çocuğu
şimdi olmayan memeleriyle aşkı emzirerek
Hudson River’de
Kategori: Şiirlerim-Anadolu Türkçesi
My poems in Turkish (Anatolian)
bu benim!
bu benim, Yusuf
kaç masum fahişe duasına muhtaç
duaya kalkan avuçlarıma ay parçalanır
gözlerimde kuyular oyulur
sesimde yitik çöller masalı
komşu kızın yeşil memelerinden kızıl süt akıyor!
…
komşu kıza anlattığımda o bana hep beyaz yaseminler açacak diyor
Komşu kız da sevdalıdır
Komşu kızın sayısız çocuğu var
Kızıl kâküllü kızıl perçemli kızıl gözlü çocuklar
Onlar sokaklarda oynadıklarında güneş suya vuruyor
Komşu kız bana efsaneleri unutma diyor
Ben ona senin saçlarında buğulu masalları okudum dediğimde gülüyor
Ben onun gülüşlerini gördüğümde cellatları unutuyorum
Komşu kızın yeşil memelerinden kızıl süt akıyor! …
(h.h.)
öyle işte
Daha önce yayımladığım şiirim…
biz o çocuklar
biz birbirimizde kaybolmuş yolcular
biz sapa
yolunu unutmuş fırtına
öyle sarhoş öyle sıcak
yalpalayan iki omuz
dinsiz imansız
tanrısı avuçlarında mülhit
kavuşmanın münkiri
dili dilinde dolanmış iki satır
biz o badem çiçekleri sisli dağlar
biz korkmuş iki lamba
gecenin inzivasına çekilmiş o denizin iki dalgası
gel benimle yürüyelim
neresi olursa olsun
elimiz cebimizde ya da yakamızda fırtına
bu kış böyle çıkmaz sevgili bilesin!
ben barbarım!
ben barbarım uslanmaz cinsten bir barbar
dolunayda haykırırım tutulmuş güneşte
kömür madenlerim var ağzımda
çelik dişliler saklarım bilenmiş dişlerimde!
baaak!
ben barbarım
kardeşiyim ergen aydınlığın
güneş penceremi kırarak girer odama
bahar avuçlarımda çiçeklenir
analarımın karnında yaz büyür
alev emişiriz, delişmen kan
Okumaya devam et “ben barbarım!”
O dört dize
delilik
kalbimin taaa derinlerinde unuturum seni bulmaya çıkarım yollara en olmadık zamanda dilimin ucundasın gülümseyişimi delilikten sanırlar sana deli olmak var bütün akıl sınırlarında
(h.h.)

(foto:h.h.)
havamdayım!
beni bir dahaki ölümle sınayabilirsin şimdi yasemin zamanı karışmış kirazlara yağmur haylaz sıçrıyor serçelerin kanatlarından şiir dönenip duruyor mis gibi havada Bolu dağları sisli Okumaya devam et "havamdayım!"
lal olmuşum

Resim: Tebriz yakınlarında bulunan Dehhak ( Zehhak, Zohhak, Ajdahak) kalesi
serçe sesleri yalıyor sanki hücremin tek gözünü güz yaprağı kadın sözcüklerden ne zaman sıyrıldım lal olmuşum dilinde tutulmuşum vurgun yeri kuyu başında parmaklarım kesik dilini tinime sürdüğünde gecenin sesi gözümün tülü oynar sırlarımdan da arınmışım içimde Lut çölü başımı eteklerine al kanımı iç zamansız sunaklarında kış ormanı kadın gayri bilinmez yolların divanesiyim gaipten değil kaybolmalarım… omuzlarında yılan besleyen Dehhak[1] aşkına! (h.h.)
[1] Dehhak: Siyonistlerin İran için kaleme aldıkları resmi tarihte, omuzlarında yılanları genç beyinlerle besleyen zalim bir kral olarak anlatılır. Oysa o, zalim Pers kralı Kiros’a karşı ayaklanmış, oğlunu tahttan indirmiş, vergileri silmiş, sıradan halkın haklarını onlara geri vermiş Türklerin atalarından Geomat’tır.


