bu benim, Yusuf
kaç masum fahişe duasına muhtaç
duaya kalkan avuçlarıma ay parçalanır
gözlerimde kuyular oyulur
sesimde yitik çöller masalı
bu benim, Yusuf
Zeliha’mı kendi ellerimle yoğurdum
kendi etimden devşirdim hamurunu
erkek kardeşlerim arkamdan fısıltılar üflediler kanlı gömleğime
kız kardeşlerim erken öldüler kendi yaslarında
bu benim, Yusuf
kırk kanatlı Kaf kuşu
dizlerim annemin yumruklanan dizlerine benzer
hiç bir göz benzemez babamın gözlerine
bu benim Yusuf
daha okunacak bir şiir gibi atar tan dudaklarımda
krallığımın ağıdıyla mühürlenmiş ağzım
dilim, dilim dilim…
(21/01/2013, h.h.)
bırak gemiler yansın Haliç önlerinde
Kandilli’ de akşam olmuş
yatsıya kalmazmış kuşlar
kızıl bir elmadır ö l ü m azrailin elinden
biz atlarla geçeriz denizleri
Yusuf’u kurban ederiz kırk fasıl
zeynepilknur