Öğretmen tebeşirle tahtaya 2+2=5 yazıyor ve öğrencilerden aynısını tekrarlamalarını istiyor. Israrla ve tekrarlayarak. Bunun böyle olmadığını söyleyen öğrenci öğretmenin bir iki bağırması sonrası susup oturuyor. Ancak itiraz eden ikinci öğrenci diretiyor. Diğer öğrencilere dönerek eliyle gösteriyor. Öğretmen hışımla çıkıp üç inzibat öğrenciyle dönüyor. İtiraz eden öğrenci düşüncesinde ısrar ettiği için kurşuna diziliyor. Öldürülen öğrenci dışarı taşındıktan sonra öğretmen derse aynı şekilde devam ediyor ve herkesten defterlerine 2+2=5 yazmalarını ve yazarken yüksek sesle tekrarlamalarını istiyor. Herkes yazarken biri yasmış olduğu 5’i karalayıp yerine 4 yazıyor.
Film 2012 yapımı. Babek Enveri imzasını taşıyor ve 65. Bafta kısa film festival ödülünü kazanmış. Senaryo ünlü oyun yazarı Gulamhüseyin Saedi’nin Dikte adlı oyunundan uyarlanmış. Odanın (sınıfın) kurşuni duvarları yer yer kirli lekelerle kaplı. Oda sol duvarda filmin sonuna kadar bütününü göremediğimiz, yerden epeyi yüksekte konumlanan bir pencereden ışıkla aydınlanmış. Öğretmenin masası hapishanelerin sorgu odasındaki metal masayı anımsatıyor. Öğretmen içeri girdiğinde öğrenciler asker duruşu sergiliyorlar. Tahtaya dersi yazan öğretmen buyurgan, somurtkandır. Cümleleri kısa ve kesik kesiktir. İlk itiraz eden öğrenci öğretmenin bir gürlemesiyle siniyor. İkinci öğrenci daha yüksek sesle itiraz ediyor ve birincinin aksine sınıftakileri de ikna etmeye çalışıyor. Öğretmenin öfkeyle ona bağırıp kısa süre için sınıfı terk ettiğinde bazı öğrenciler ayakta bekletilen itiraz eden öğrenciye bağırarak onun hata yaptığını başlarına geleceklerden korktuklarını bildiriyorlar. Kollarında kırmızı bant olan üç öğrenci ile içeri giren öğretmen onların en zeki ve en çalışkan öğrenciler olduklarını bildiriyor ve sorusunun yanıtını istiyor. Üç öğrenci üç robot edasıyla, 2+2’nin 5 olduğunu söylüyorlar ve sonra bir idam mangası düzenine girip düşüncesinden geri oturmayan öğrenciyi kurşuna diziyorlar. Son sahnede 2+2=5’ki 5’i karalayıp 4 yazan çocuk Samed Behrengi’nin Küçük Kara Balık’taki, herkesin uyuyup ancak gözüne uyku girmeyen kırmızı balığı anımsatıyor. Renklerin, tavırların ve konuşmaların müthiş uyumu içeriği daha vurgulu yapıyor. Slogan tarzı bir bakışı başarılı bir filme dönüştüren bir çalışma.
H.H.