Mevlana’dan bir gazel
Sırrı Giz Eylediler
Şiir: Hafız, Hayyam, Mevlana.
Totem Yayınları, Nisan 2016
Farsçadan çeviren: Haşim Hüsrevşahi
Hileyi bırak sen ey âşık divane ol divane ol
gir kalbine alevlerin pervane ol pervane ol
Hem kendini yabancı kıl hem evini virane kıl
aşıklarıyla sonra gel hemhâne[1] ol hemhâne ol
Git sineni kinlerinden önce yıka sini gibi
aşkın şarabına sonra sen kâse ol sen kâse ol
Baştan sona can olmalı cananlara yakışmalı
gidiyorsan sarhoşlara mestane ol mestane ol
Küpeleri şahitlerin yüzleriyle fısıldaşır
o yüz, kulak sende gerek dürdâne[2] ol dürdâne ol
Canın eğer söylenceden fena olup berbat ise
yok ol yok ol aşık gibi efsane ol efsane ol
Kabir gecesi sen değil, git kadir gecesi ol
kadir gibi o tinlere, kâşane[3] ol kâşane ol
Düşünceler uçar gider seni burdan ora çeker
düşünceden vazgeç, kaza gibi pişâne[4] ol pişâne ol
İstek, heves kilit gibi oturmuştur kalbimize
açsan onu aç sen onu, dişlisi ol dişlisi ol
Mustafa’nın nuru idi okşadı o hannaneyi
keresteden az değilsin hannane[5] ol hannane ol
Süleyman’dır sana söyler dinle sen o kuşdilini
sen pususun kuşlar kaçar git lâne[6] ol git lâne ol
Yüz koyarsa o şah sanem, dol sen onunla ayna dek
saçın açarsa o sanem, git şâne[7] ol git şâne ol
Aşka şükür etmek için sen hediyeler mallar verdin
ver kendini aşka ki bir şükrâne[8] ol şükrâne ol
Sen bir zaman rükün idin hem bir zaman hayvan idin
bir zamansa can gibisin canâne ol canâne ol
Ey damda duvarda konuşan ne zamana dek evde kanat
terk et dilin konuşmasın, çenesiz ol çenesiz ol
[1] Ev arkadaşı.
[2] İnci tanesi, biricik gözbebeği.
[3] Ev, yuva.
[4] Öncül, önde giden, meclisin önü.
[5] Hz. Peygamberin yaslanıp hutbe okuduğu ahşaptan bir sütünün adı.
[6] Yuva, kuş yuvası.
[7] Tarak.
[8] Şükür, şükreden.