Mevlana gazellerinin birinden bir bölüm:
Çalınmış bir can gibisin, içindesin sen canımın
Süzülen servimsin, ey balkırı bostanımın
Gidiyorsan bensiz gitme, canım, canım tensiz gitme
Gözlerimden ırak gezme ey ışığı gözlerimin
Yedi göğü ben delerim, yedi denizden geçerim
Gönül çelen bakar isen bu avare canım benim
Sokulunca sen yanıma küfür iman kuldur bana
Seni görmek iman ola, ey sureti dinim benim
Baştan ettin ayağımdan, yemekten ettin uykudan
Sarhoşça gel gülüşlerle, ey Yusuf’u Kenan’ımın
Gül elinden gömlek yırtar, ey nergisleri sarhoş bakar
Ey dalları turunç satar, ey bitimsiz bahçem benim
Beni dağlarsın bir an, bahçende öldürürsün bir an
Işığa sürüklersin bir an, ki açılsın gözüm benim
Ey canlardan önceki can, madenlerden önce olan
Ondan bundan önce olan oyum benim buyum benim
Menzilimiz toprak değil, ten dökülse gam değil
Düşüncemde eflak değil, vuslatı evrenim benim
Havada bir zerre beden, ağırlıktan kopunca ten
Sensiz neden olsun neden, ey dörtlü erkanım benim
(Ç: h.h…. Hayyam-Hafız-Mevlana’dan çevirilerim yakında yayımlanacak)