sığınak

arka kapıdan giriyor gül dudaklı kızlar
fahişe adlı
benzi soluk
aynı kapıdan çıkıyorlar usulca sessiz
ana kapıdan bir kız giriyor beyaz giyinmiş boyalı dudaklı
ve ayağı kanda gül yanaklı kızların evinin mutlu gelini oluyor
rengi kaçmış kanı onu da
arka kapıdan dışarı atıyor
komşu kadın şefkatle diyordu
döşek kırmızı olmamış… zavallı… fahişenin adını
koynuna da almaz atar onu. adamı diyordu
hâlâ arka kapıda
kızıl bir bulutun ardında kızın gözleri göğü tarar
ve
ağzı kan kokusuz son sevişmeden aralı
kalmıştır
kimse anımsamaz ama ben iyi hatırlıyorum
o, gül yanaklılardan biriydi
ve yanaklarının rengi kendi rengi
keşke kanı da yanaklarının renginde olsaydı
bilmiyorum… bıçak da aynısını söylüyor evin arkasındaki vadi de
kahrolası döşek başka söylüyor!
(Farsçadan çeviri: h.h.)