Photo caption: Google Image
sınırın duvarları
şimdi suskun gecede yeniden
otlar gibi boy atıyor
aradaki duvarlar, sınırın duvarları
aşkımın tarlasının bekçisi olsunlar diye
şimdi kentin kirli gürültüsü yeniden
balıkların karmaşık sürüsü gibi
benim kıyımımın karanlığından göç ediyor
şimdi pencereler kendini yeniden
dağınık ıtırların dokunuşunun lezzetinde açılmış buluyor
şimdi ağaçların tümü uyumuş bahçede kabuk atıyor
ve toprak, binlerce delikle
ayın sersem zerreciklerini kendi içine çekiyor
şimdi
yaklaş
ve dinle
aşkın ıstıraplı darbelerini
ki zencilerin tam tamları gibi
tenimin kabilesinin ho holarında
dağılıyor
ben duyumsuyorum
ben namaz anının hangi an olduğunu
biliyorum
şimdi yıldızların tümü birbirleriyle yatıyor
ben gecenin sığınmasında
tüm meltemlerin sınırlarından esiyorum
ben gecenin sığınmasında
çılgınca yıkılıp dökülüyorum
ağır saçlarımla, senin ellerinde
ve bu yeşil genç sıcak iklimin tropikal çiçeklerini sana sunuyorum
benimle gel
benimle o yıldıza gel
toprağın donmuşluğundan ve yerin boş ölçülerinden
binlerce bin yıl uzaktaki
ve kimsenin orada
aydınlıktan korkmadığı
o yıldıza
ben yüzen adalarda su üstünde soluk alıyorum
ben alçak düşüncelerin kesafetinden uzak
geniş gökyüzünden bir parçayı arıyorum
benimle geri dön
benimle geri dön
gövdenin başlangıcına
bir dölün rayıhalı odağına
senden yaratıldığım ana
benimle geri dön
ben senden bitimsiz kalmışım
şimdi güvercinler
benim memelerimin ucunda uçuşurlar
şimdi benim dudaklarımın kozasında
öpücüğün kelebekleri kaçış düşüncesine dalmıştır
şimdi
benim tenimin mihrabı
aşkın tapınmasına hazırdır…
benimle geri dön
söylemeye gücüm yetmez
seni seviyorum çünkü
çünkü “seni seviyorum” sözü
boşunalıklar dünyasından
ve eskiler ve yinelenmeler dünyasından gelen bir sözdür
benimle geri dön
söylemeye gücüm yetmez
bırak dolayım
yağmurun küçücük damlalarıyla
gelişmemiş yüreklerle
doğmamış çocukların hacmiyle dolayım bırak
belki benim aşkım
başka bir İsa’nın doğumunun beşiği olur
(Yaralarım aşktandır, F.F.; h.h.)