Pirim benim muradım, derdim benim dermanım
Açık açık söyleyeyim şemsim benim hudayım
Senden hakka varmışım, hakkım veren ey hakkım
Sana şükürler etmişim şemsim benim hudayım
Aşkından ben mat olmuşum, çünkü iki alem şahısın
Bana nazar eyleyesin şemsim benim hudayım
Yanında ben mahvolmuşum benden eser kalmamış ki
Edeb şartı budur işte şemsim benim hudayım
Kâbe’m benim senin havran, cehennemim senin cennet
Hayatımın munisidir şemsim benim hudayım
Alev bin kez döne şayet doğuyu ve de batıyı
Ne zaman senden nişan gelir şemsim benim hudayım
(Gazel: Mevlana, çeviri: h.h.)
Pir-é men-o morad-é men derd-é men-0 devayé men
faaş béguyem in soxen şems-é men-o xodayé men
پیر من و مراد من، درد من و دوای من
فاش بگویم این سخن شمس من وخدای من
ازتوبه حق رسیده ام،ای حق حق گزارمن
شکر تو را ستاده ام شمس من و خدای من
مات شدم زعشق تو زانکه شه دو عالمی
تا تو مرا نظر کنی شمس من و خدای من
محو شدم به پیش تو تا که اثر نماندم
شرط ادب چنین بود شمس من و خدای من
کعبه من کنشت تو دوزخ من بهشت تو
مونس روزگار من شمس من و خدای من
برق اگرهزار بارچرخ زند به شرق وغرب
از تو نشان کی آورد شمس من و خدای من