Kadınlar konuşmadıkları sürece…

Kadınlar konuşmadıkları sürece…[1]

Kadın rahmine dönüş ve hele anne rahmine dönüş (arzulansın ya da istem dışı kaotik dönüş olsun) nereden kaynaklandığı bilinmese de derin bir korkunun, büyük bir dehşetin sonucudur da aynı zamanda. Çok ilklere dönen ve oraya sığınan bir sürecin işaretçisi. Ancak “annesinin kanını usul usul emer ve bütün ihtiyaçları ve arzuları kendiliğinden karşılanır” nostaljisi, aynı zamanda hiçbir direnç göstermeyen, dölyatağı bir tabut olan, ölü bir kadına karşı dayanılması imkansız nekrofilik bir arzunun da belirtkesidir. Direnç göstermeyenin veya arzulananı direnmeden sunanın, sonsuz mutluluğa eriştirenin, hiçbir itiraz olanağı olmayanın dölyatağına girmek, dölyatağının bir tabut… Bir neyse daha! Okumaya devam et “Kadınlar konuşmadıkları sürece…”

oyun şimdi başlayacak! şimdi!

Şimdi sıra Hidayet öykülerini yeniden okumaya gelmiştir. Sıra, yazarı ve râvi tanrısallığını metinlerden silmeye gelmiştir. Öykü metnini okuma yoluyla yazılışını sürdürerek kadın düşmanlığı cehenneminde sıkışıp kalmış kadının niçin öldürüldüğünü sorgulamanın zamanı gelmiştir. Bu sorgulamayı okurlar yapacaktır. Okur, yazarı metinden silerken dili kesilmiş olan kadını metne sokacak. Kadın, eli kırbaçlı adamı arzulamadığını haykıracak, zehri gırtlağına akıtan, onu doğrayan adamın yatağına girmeyecek, Direhşende’ler perdenin arkasında cansız taş bebeğe öykünmeyecek, başı kesilmek üzere uysal koyunlar gibi salhaneye gitmeyecek, sevdiği erkeğe zehir içtirip birlikte tabuta girmeyecek. Şimdi kadının var olan yazındaki tanrısal kuralların ve düzenin altını üstüne getireme zamanıdır. Şimdi kadın kıyametinin kopması ve insanın özgür kalması zamanıdır. Kırılan aynaların süpürülmesi zamanı. Şimdi sıra Sadık Hidayet öykülerini yeniden okumayla yeni baştan yazma zamanıdır ve kadın karakterlerin konuşma zamanıdır. Şimdi sıra perdelerin yeniden açılma ve kadının itildiği karanlık abisten aydınlık sahneye çıkma zamanıdır da. Oyunsa şimdi başlayacak, metin şimdi yazılacak. Şimdi. (h.h.)

(“Yazarın Gölgesi-Sadık hidayet: ölüm, kadın ve Kör Baykuş’un yeniden okunuşu”)

sesini çekme kulaklarımdan

sesini çekme kulaklarımdan
bırak dilinin balıkları çırpınsın çölümde
görmezsin          görürsün sarhoşum
dünya dönmez                dönerim gözlerine          dönerim saçlarına
sarhoşum           çal         el           çal         topuk
bu kapıdan çıkınca kolumda akasyalar  Okumaya devam et "sesini çekme kulaklarımdan" 	

üzüleceksin anne!

İsrail devleti tarafından öldürülen savunmasız, masum Filistinli çocuklarını yeniden bağrıma basıyorum…

Bir gün insanlık bu derin aymazlıktan uyanacak ve savaşlarla insan öldürmenin kara lekelerini insanlık tarihinden utançla silecektir… 

Baba beni de kandırdılar!
kıyamadığın bahçemizin bulutları barut kokuyor şimdi
ağaçlarda yeşil güneş değil beyaz fosfor bombaları 

Anne üzüleceksin ama okuduğun ninnilerin siliniyor kulaklarımdan
 Okumaya devam et "üzüleceksin anne!"