kendimle söyleşi!

  • Merhaba kendim!
  • Merhaba!
  • Seninle bu son durumun hakkında kısa bir söyleşi yapmak istiyorum!
  • İyi olur. Ben de içimi dökerim.
  • Başlayalım öyleyse.
  • Başlayalım!
  • Sen ne zaman yazar oldun?
  • Çok komik bir soru!
  • Olsun yine de anımsar mısın?
  • Sen de bilirsin. Çocukken çok okurdum. Elime ne geçerse ne görürsem okurdum.  Önceleri Büyük Anneannemizin (annaannenin annesi yani… biz ona Hanım Nene derdik) ve annemin ve tabi bizimle birlikte yaşayan anneme her yıl sayıları artan çocukların ve evin işlerine yardımcı olan “Nene’nin” ve daha sonraları ablamızın anlattığı masallar belleğimde yer etti. Kitaptan masal, hikâye okuma, babamızın Tebriz’in uzun kış gecelerinde çocukları toplayıp masal kitaplarından birini eline alıp kürsü başında okumaları ile başladı. Yıllar geçince ve okumayı sökünce çocuk dergilerinin resimli masallarına, hikayelerine kaptırırdım kendimi. Sonraki yıllar kitaplar… kitaplar. Kelile ve Dimne’den, Merziban Name’ye, Sefiller’den, polisiyelerden romantiklere kadar içeren kitaplar, çağdaş romanlardan tefrikalar halinde ya da bir hikâyenin tümünü basan popüler dergilerdeki hikayelere kadar elime ne geçerse, geniş bir merak coğrafyası içinde okumak! Sosyal ve dini içerikli “okumalar” da bu edebiyat “okumalarıma” eklenmişti.
  • Hatırlarım. Gerçek bir kitap kurduydun. Neyse. İlk öykünü ne zaman yazdın?
Hepsi içinde yayınlandı

kendimle söyleşi!” için 2 yorum

  1. Buyuklerin, ozellikle yasli buyuklerin aile icinde cocuk dunyasindaki sefkatli varliklari sansli cocuklar icin ne mumbit bir duygusal arazi oluyor.

    O defterdeki cizim nedir?

Haşim Hüsrevşahi için bir cevap yazın Cevabı iptal et