Ne zaman doğdum topraklar, Tebriz aklıma gelse, ne zaman bu uzun sürgün yılları omuzlarımda ağırlığını hissettirse, bu Kaşkai ezgisini dinlerim… susamışken peş peşe içilen acı şarap gibi… (h.h.)
Bu yol géder Tebrize, qend atın rize rize… Xudam bir yol vér bize, biz gédek ölkemize!
(Bu yol gider Tebriz’e, kesme şeker atın ufak ufak… Tanrım bir yol ver, biz gidelim ülkemize)