duvardaki sapan!

sana nasıl öldüğümü sonra anlatacağım
ama önce şunu dinle:
 
bir çocuk vardı
saçları elma kokan annesi ona akşama geç kalma demişti
 
o saçlarını salkım söğütten almıştı
gözlerini çolpandan
dilini kırlangıçlar ödünç vermişti 

bacakları kırıldığında on üç yaşındaydı
ve bilmezdi dünyanın yuvarlak olmadığını
ve her köşede bir tetkikçinin pusuya yattığını
ve serçelerin de kurşunlandığını bilmezdi
eline ilk sapanı aldığında üç gündü açtı!
 
sonra  hurma bir kızı onu öptü
annesinin elma kokulu saçları ağardığında babası kaybolalı on sene olmuştu
belki bir kuyunun dibine atılmıştı dönecekti
belki yakılmıştı dönecekti
belki de diri gömülmüştü dönecekti
belki de utancından kaybolmuş daha da dönmeyecekti!
 
hurma kız onu öptüğünde bu kez on beş sene yatıp çıkalı daha demindi
o kapıdan çıkıp da güneş inadına gözlerini kamaştırdığında
bir kez daha anladı dünyanın yuvarlak olmadığını
köşeler namussuzların dönmesi içindi
dönmedi!
 
şimdilerde bebeğim zindana düşmeden ben yaşa gelecek mi diye düşünür
hurma kızı öpmeye doymuyor
sapanı duvarda asılı
yanında bir çift kızıl karanfil!
 
babam böyle anlatmıştı
tam köşeden dönerken vurdular!
bir güvercin bir duvara öteki öte duvara çarptı…
elimde sapanım yoktu düştüğümde!

(h.h.)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s