Dedim ki, “Koyunlar vardı. Çok mutluydular. Gönülleri, içleri öyle rahat öyle rahattı ki! Cennetin esrik, misk kokusu sarhoş etmişti onları adeta. Yavru serçeler bile onlara imreniyordu. Bir gün koyunlaştırıldıklarını fark eden koyunların birlikte, “Aaaah… baş eğmelerimiz bizi salhane yolcusu yaptı!” dediklerini duydular. Ve onlar koyun sürüsü içinde na-koyunlardı artık çobanlarının ve kasaplarının gözlerinin içine dik dik bakabilen…”
Dedin ki “Ne oldu sonra dedin?”
İşte bu kadar!