Başka bahçenin toprağına süzüldü köklerim, koparıldım. Dallarım başka topraklarda kurudu. Meyvelerim başka topraklara düşüp çürüdü. Ey kalbim sürgünlere ağıt yakmadan yandın! Dilinden sürgününde, evinden sürgününde, kendinden sürgününde yanmadın ruhum… yanmadın illa ki “yarın bir tek fiskesi”! işte budur imrenilecek halim sevgilim!
Kendimde tavaf ettim seni, sende kendimi taşladım! Ay büküldü Yusufsuz kuyularıma, sırtımda tırnak izleri! Bahane arardım meğerse kollarında ölmek için olmadı… acı sürgün verirken sürgünlerimde boy aynalarına dururum şafak vakti! Bu topraklar da benim olmadı! İki kolu sonsuza kadar açılmış bir kucak yani! Hazret gelecek dedik kısa kestik!
(foto ve yazı h.h., 29 ekim)