biliyor musun!
biliyor musun
insanın kendi içindeki avareliği
mıh gibidir yüreğinde sessiz ve paslı
yani doğduğun sokaklardan sürülmüşsen
konuştuğun dilinden sürülmüşsen
kısa bir elveda demiş ve gitmişsen
yağmur soğuk sızar ceketinden
kemiklerin bir tuhaf üşür
biliyor musun
şehirler göç etmiyor demiştim
ediyormuş meğer
bütün evler, sokaklar, sesler ve vesetler
seninle sürülür yıldızlar
güneşli dallar ve gölgeler
velhasıl kör parmaklarımla okurum o masalı hâlâ
biliyor musun?
yani bugün
bir yanım fırtınasında boğulmuş deniz
bir yanım yangınında anız
öyle kar altında suskun Ilgaz işte!
bu şiir kolay kolay bitmez!
biliyor musun?