Biz dostlardan dostluk bekleyip durmuşuz / yanılşmışız meğer hayalmiş düşündüğümüz
Dostluk ağacı artık ne zaman meyve vere / biz gitmişiz de çokça tohumlar ekmişiz
Söylenmek dervişlerin ayini değil, değil / değilse seninle çok vardı maceralarımız
Gözünün işvesi savaş istermiş savaş / biz hata yapmışız işveni barış sanmışız
Çiçeğin kendiliğinden gönül yakan olmadı / nefesle biz ona bu himmeti vermişiz
Nükteler geçti anlatmadı kimseler bize / bizse saygı yanın elden bırakmamışız
Sen kendin gönül verdin bize Hafız dedi / biz kimseye bu dersi vermemişiz
(Çeviri: h.h.)