Siyah perçemlerin gonca yüzlerin

https://www.youtube.com/watch?v=Tz1rEMin-JY
 
Siyah perçemlerin gonca yüzlerin
Garip bülbül gibi zar eyler beni
Hilal ebruların ahu gözlerin
Tığ-i sevda ile yaralar beni

Sevdayı aşkınla ahuzar oldum
Kalmadı tahammül bi-karar oldum
Korkarım ki bu dert pareler beni
Cemalin göreli sevdakar oldum
(Meğer tabutlara saralar beni)

Elif kametine hayran olduğum
Gece gündüz hayaline döndüğüm
Hep senin içindir boyun eğdiğim
Yoksa zap’tedemez buralar beni

Siyah perçemlerin gonca yüzlerin
Garip bülbül gibi zar eyler beni
Hilal ebruların ahu gözlerin
Tığ-i sevda ile yaralar beni
 

sus!

kalbimi koy sapanına
kalbimi bas yarana
kalbimi yırt göğsünde
kalbimi kat sesine
kalbimi tak koluna
kalbimi al mezarına
paramparça kalbimi!

(h.h.)

Bu klibi izle… sonuna kadar…
izle sonra da sus! sus susabilirsen!
insanlığın yeminli düşmanlarıyla hainlerin yaptıklarını bir daha gör…
kapınıın çalınmasına az kaldı çünkü!

 

http://www.youtube.com/watch?v=mz8Hq6KrAuY

(40 dakika dayanamdın değil mi? bu insanlar 66 senedir kendi anayurtlarında bunları yaşıyor! inan ki insan olmanın ne dini, ne dili, ne ırkı var… insan düşmanlığının da!)

Söyle yağmura!

Şiir: Şefii Kedkeni, Beste: Ruhengiz Mirzai, İcra: Ruhengiz, Aranjman: Kambiz Roşen revan
çeviri: haşim hüsrevşahi

Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu
Duruluğunda
Seher arasın diye
Sınırsızlarda
Bizim buradalığımızı
Dönüş yolunu bilmediğimiz
Kıyıların arayışında…
Sen ve ben uyanık
Görmede yitik
Ayışığından ve uykudan daha hafif
Işık deltasında akan biz
Rüzgarın dudaklarında bir şarkıyız
 
Vücudumuzda kalmanın arıyla ve şevkiyle
Vücudumuzda kalmanın arıyla ve şevkiyle

Arayan cana yemin ki
Tanyerinin akan tiniyiz

Bilmem uzaklardan çok uzaklardan
Bilmem uzaklardan çok uzaklardan

Bir kuşun kanatlarının titreyen meltemi midir
ya da uzak bir yıldızın iletisi mi
Çeker o diyarlara
Bizim varımızı yoğumuzu?

Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu

Bu susmalarda ve örtmelerde
Bu susmalarda ve örtmelerde

Enginlerin kulaklarına ulaştırır
Bizim şevkimizin ve şenliğimizin tınısını

Nice şiirler, nice şiirler yazdı
Çıplak sözcükler bu gece
Toprağa kana ve kayalıklara

Kurtuluştan daha güzel hangi doğum yolu
Böylesi sarhoş ve kana kana içilen gecede
Ayakları zifte gömülü bu gecede
Yıldızlar ağır ve ayakları prangalı
Kıyılar titrer kan bulutlarında

Sen birlisin evet
Sen bilirsin evet
Sen bilirsin evet
Yüreğim daralmış bu cenderede

Zincirleri ayaklarından kırmış bir çılgınlık
Tanrı için bahane getirmekte

Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu

– “Nereye böyle bu aceleyle?”
“Nereye böyle bu aceleyle?” Çalı sordu rüzgârdan
– “Buradan içim sıkılmış…
Yolculuk istemez misin
Bu çölün tozundan?”
– “Bütünüyle arzuyum ama
Ne yapabilirim?
Ne yapabilirim ayaklarım bağlıdır!”

– “Nereye böyle bu aceleyle?”
– “Neresi olursa olsun
Bu yerden başka bir evim!”
– “Hayırlı yolculuklar sana ama
Tanrı için sana ve dostluğumuza yemin ederim
Şayet bu vahşet çölünden
Geçersen sağlıkla
Ilgımlara ve yağmura
Bizim selamımızı götür!”

Söyle yağmura
Yağsın bu gece
Yıkasın yüzünden
Bu bağ sokaklarının tozunu

(Ç: h.h.)

Muhsin Namcu (Mohsen Namjoo): Sitem!

Yüz gecelik mahmurum, şaraphane nerede?

Sitemle dedim silerim gönlümden senin yüzünün anısını, senin arzunu
Gülerek dedi incinmem senin huyundan suyundan, yüzünün anısından
Ama kalbini benden sökersen, hadisini kime düşürürsün?
Nereye gidersen yamamsın benim, vefa kadehini neden kırarsın!

Geçtim ondan küstahlıkla, başka bir ayın yoluna koyulmuş,
Geçtim ondan küstahlıkla, başka bir ayın yoluna koyulmuş

Şimdi ne yapabilirim kalbimin hatasıyla, kalbimin aşinası giderse
Şimdi ne yapabilirim kalbimin hatasıyla, kalbimin aşinası giderse

Onun yolundan yol yok başka, artık yapmam hata başka
Onun yolundan yol yok başka, artık yapmam hata başka

Sitemle dedim silerim gönülden senin yüzünün anısını, senin arzunu
Gülerek dedi incinmem senin huyundan suyundan, yüzünün anısından
Ama kalbini benden sökersen, hadisini başka kime düşürürsün?
Nereye gidersen yamamsın benim, vefa kadehini neden kırarsın!

Uyumadım başka hayalle…
Uyumadım başka hayalle ki kalbimi kavurur
Yüz gecelik mahmurum
Yüz gecelik mahmurum, şaraphane nerede…