“Şeytan korkusu vardı içinizde”[1]
Oysa o denli korkunç değildim ben
Ateşten gelmiştim size
Ateş getirmiştim
Beni korkunç kılan sizin korkaklığınızdı
*
Bir dürtü vardı içinizde
Uçuruma iten sizi ve çığlıklar attıran
İşte oydu elini bırakmadığınız şeytan
Yoksa yalancı olan ben değildim
Kırmızı her zaman kan değil çünkü
*
Bir şiir okuyayım size isterseniz
Hiç şarkı duymadım sizden
Gözleriniz ağlamaklı güzelleşiyordu
Boş mezarlardı gözlerinizde
Hep rüya gördüm oysa sizin için
*
Yumruğunuz göğsüme ağırlık yapar
Tırnaklarınız etimi koparır
Belki bu hikâyeyi baştan okursunuz diye yazıyorum
Bahçede gömdüğümüz günlerimiz güzeldi
Güzelliği onun kaybolup gidişindeydi
*
Ben de gidiyorum
Şeytanlığımı yanıma alarak
Hiçbir âdeme secde etmedim tanrım sen bilirsin
Ben öyle sevdalı dansa kalkmış alevlerle
Dolunay kanıyordu avuçlarıma suskun…
*
Bir bakıma çoktan ölmüştüm
Bir bakıma yeni çırpıyorum kanadımın küllerini
Arkamdan bağırırsan duymam
Sağır olmuşum çoktan
Şeytan ısırdığım o dudaklarda saklıydı
*
Bahaneler uydurdum dönüp gelmelerim için
Bahçemizdeki ak papatyalara benzer yalanlarımla
Sen bilirsin ne kadar çok sevdim kovulduğumu cennetinden tanrım
Kış geçip yaz bitince anladım ömür boyu yalnızdık
*
Ağaçların saksıların sarı yapraklarını kopardım
Bahçeyi suladım arılarla yanımda köpeğim
Kedim uzaktan izliyor suyu sevmez o
Yaralı ağaçlarını okşadım içimin
Erguvan sen ne güzel serpilmişsin
*
Kalbim tekliyor sesim nedense kısık
Uzak şarkılar yankılanır içimde
Alev çukuru bahçede ölü gözü
Tükürülmüş bir yüz taşır ruhum
Dolunay kanıyor avuçlarımda suskun
*
Tükürülmüş bir yüz taşır ruhum
Gecenin sisli sokakları ıssız
Ay kanar
Bunca yıl sırtımda
Giderim hiç gelmemiş gibi.
H.H.
[1] Alıntı dize.

