Hayyam’ı çevirip alt yazı olarak monte ettim… uzun zaman önce…
şiirdeki incelikler yeniden burada yayımlaya sürükledi beni!
(h.h.)
Bu şarkı Hayyam’ın iki dörtlüsü üzerine yapılmıştır. İkisini de aşağıda tekrar ve kabaca çeviri-yorum!
تا دست به اتفاق بر هم نزنیم
پایی ز نشاط بر سر غم نزنیم
خیزیم و دمی زنیم پیش از دمِ صبح
کاین صبح بسی دمد که ما دَم نزنیم
(ta dest bé éttefaq ber hem nezenim
payi zé néşat ber seré ğem nezenim
xizim-o demi zenim piş ez demé sobh
kin sobh besi demed ké ma dem nezenim)
Birliktelik eli birbirine koymadığımız sürece, birliktelik ellerini birbirine çırpmadığımız sürece, çırpmazsak (bir elin nesi var iki elin sesi var hesabı!)… neşeyle hüznü ezmezsek (ezmediğimiz sürece), tekmeyi hüznün kafasına indirmediğimiz sürece (indirmezsek)…
Seher vakti kalkalım bir nefes alalım seher solumadan, konuşalım tan atmadan… Ki sabah çok ışır biz suskun kalırız, susalım diye o ışır, ışır ve biz soluksuz kalmış oluruz, [Vessubhi iza teneffese, Kuran, (yemin olsun) sabaha ki nefes alır ışır] Sabah ışır, gün doğar, doğmaya devam eder ve biz ölmüş oluruz.
جامی است که عقل آفرین میزندش
صد بوسه ز مهر بر جبین میزندش
این کوزهگر دهر چنین جام لطیف
میسازد و باز بر زمین میزندش
(camist ké eğl aferin mizenedeş
sed busé zé méhr ber cebin mizenedeş
in kuzégeré dehr çonin camé letif
misazed-o baz ber zemin mizenedeş)
Bir kadehtir ki akıl yaratan yaratır, yoğurur, yapar, çalar, kaldırır… bir kadehtir vurur (kadeh tokuşturur, toprağı toprağa çalar) akıl yaratan… Sevgiyle alnına yüz öpcük kondurur (kadehe dudaklarını vurur, öper, içer, içirir)…
Dünya testicisi böyle bir zarif, ince, latif kadehi… yapar yine de yere vurup savurur… Topraktan oluşturur bunca güzelliği… insanın güzelliğini… bin özenle yoğurur yapar… ancak sonunda yere vurur, içilince yere vurulan bir kadeh gibi, toprağa düşer… kadeh olan insanın cismi… tüm içindekiler, içindeki şarap bitince, savrulur, toprak olur toz olup dağılır! Hiç yokmuş gibi!
Hayyam dörtlülerinden örnek çevirilerimi Sırrı Giz Eylediler‘de topladım (Totem yayınları, 2016)