Ocak 2023 tarihinde Salih Necefi’nin kaleme aldığı bu yazıyı Furuğ’un sesinin Ev Karadır filmi yoluyla yeniden duyulabilmesi umuduyla özgün Farsça dilinden çevirdim.
H.H.
İran sinema tarihinin en güçlü filmlerinden birini yirmi sekiz yaşında, hiç de sinemacı olması düşünülmeyen ve bu filmden başka karnesinde başka filmi bulunmayan bir kadın yapıyor. Ama Ev Karadır hakkındaki temel nokta, Furuğ’un kendi sesini bu filmde buluyor/yaratıyor olmasıdır. Ev Karadır, Furuğ’un en iyi şiirlerinden biri belki de en önemli şiirdir. Sadece bir eleştirmenin dediği gibi onun bu poetik belgeseli, edebiyattaki şairanelikle filmdeki şairaneliğin karması olması değil, aynı zamanda Furuğ’un Yeniden Doğuş’u onun İran’ın kuzey batısındaki cüzamlılar evinde on iki gün ikamet ettiği sırada gerçekleşmiş olmasıdır. Orada Furuğ’un sesi Eski Ahit düz yazı çevrisi ve onun filmin medyumuyla çatışması sonucunda dünyaya gelmiştir.
Furuğ işte bu cüzamlılar evinde Eyyûb’un Kitabı’nın satırlarında bir karşılık bulur: “Anımsa ki benim yaşamım rüzgardır ve gözlerim asla iyiliği görmeyecektir. Beni gören kimsenin gözü bir daha bana ağlamayacaktır ve gözlerin bana bakacak ve ben olmayacağım.” (Yedinci Bab, yedinci ve sekizinci ayetler) İlginç olan şu ki Yeryüzü Ayetlerinin dölü burada atılmıştır. Bu Kara Ev’dedir ki o “Umutsuzluğun Görkemi”nden, “Mahpus Ses”ten söz etmekte ve bu “lanetlenmiş geceden / ışığa bir yol açmaya çabalamıştır. Yeniden Doğuş’un her satırında dalgalanan tuhaf dişil-peygamberimsi sesin tınısı, o tuhaf düz yazının tercümesi ve bu tuhaf medyumun çakışması sonucudur:
‘Don’t forget!/ I beg you, God, don’t forget!/ My life is just a breath,/ and trouble lies ahead./ I will vanish from sight,/ and no one, including you,/ will ever see me again.’,
