Eylül 1975’ti. İngiltere’nin Bradford kentinde, üniversitenin büyük konferans salonunda yüzlerce gençle birlikteydim. Şilili dostlarımızla İranlı öğrenci hareketi olarak birlikte bir anma töreni düzenlemiştik. Amerika’nın “bizim çocuklar” cinsinden Pinoşe adlı faşist bir generalin marifetleri konuşuluyordu. Allende anıldı, Neruda okundu… ve katledilen binlerce vatanseverin yanı sıra şarkılarıyla faşistlerin kalbini korkudan titreten bir adam: Victor Jara (Viktor Hara) anıldı ve yayımlanan yüzlerce insanın eşlik ettiği şarkıları salonu inletti. Hani gitarı kafasında kırılan, ibreti alem olsun diye bilekleri baltayla kesilip Stadyum’un kapısına asılan, sonra da 16 Eylül’de öfke, kin ve nefret kusan faşistlerin makinelileriyle gövdesi delik deşik edilen o esmer gülüşlü adamı andık!
Gün :16 Eylül 2016
bir kez daha okunmalı!
Sanırım bu makale bir kez daha okunmalı… dinci faşizmin popülist politikalarını toplumsal eleştiri açısından bir kez daha düşünmeli!