Bugün, “müzeye” dönüştürülmüş olan Ulucanlar Cezaevine gittim. Boyanmış, badanalanmış bir villa görünümünde. Tertemiz duvarlarıyla “hücreler”, “koğuşlar”! Tertemiz kap kacak, pırıl pırıl tuvaletler!! Müzeler, tarihin derinliklerindeki gerçekleri günümüze taşıyan tanıklardır. Tarihi badanalayan ve silmeye çalışan bir mekan müze olamaz. Cezaevleri olursa hiç olamaz. Ulucanlar olursa asla olamaz.
Gün: 3 Şubat 2012
fırtına kopmalı
Fırtına kopmalı bu atların yelesinde diyorum
Yoksa nasıl ölürüm sensiz
Cehennemi kandırıp da geldim cehennemine
Bu kış mevsimi neden bu denli soğuk sevgilim
Saç saça vuralım diyorum bu gece bulut ayazken
Yemin yemine çarpalım bakırcılar çarşısı
Ya da çisele istersen Şeyh aşkına
Şeyh aşkına diyorum diz çökeyim eteğine
Sen şarkı söyle ben yazayım seni
Öyle derbeder Hallaç!